İĞRENÇLİK YÜZÜ

Gerçek yüzler saklanıyor.

Birçok kişi yüzüne taktığı maskenin ardında, gerçek kişiliği ve karakterini saklayarak çirkinliğini gösterecek ve kötülük zehrini akıtacak zamanı-ortamı bekleme sinsiliğinde!

Bilinçaltına itilen ve atılan dürtüler, güdüler ve kötülük zincirinin birer halkası olan iğrenç beklentiler, şartların uygun olması halinde diğerlerine acı ve hüzün veren nefret halkaları olma fırsatına dönüşüyor.

Kötü olan ise toplumun, insanın ve yaşayan bireylerin, içinde taşıdığı zehir sahibi olan kötü ve iğrenç insan ile birlikte yaşamaya devam etmesi. Farkında olmadan aynı ortamda bulunması, aynı zamanı yaşaması, sosyal ilişkilerde bulunarak hayatın normal seyrine devam etmesi! Çünkü niyetler ve sahip olunan kötülükler bilinmiyor ya da fark edilmiyor.

İnsan tabiatında var olan kötü dürtülerin bazı insanlar tarafından acıya-ölüme dönüştürüldüğü görülmüyor.

Görülmemesinin, fark edilmemesinin ya da bilinmemesinin nedeni duymamak ve şahit olmamaktır.

Ama şu “Karakol Kayıtları” ve “Hastane kayıtlar” yok mu?

Ya da mağdur olanların utanç ve acılar arkasına sığınmaları nedeniyle dile getiremedikleri iç yakarışları var ya!

Neler anlatır neler…

Çocukların dili olsa ya da küçücük kızların korkuları olmasa insanlığımıza yakıştıramayacağımız kötü yüzleri görebileceğiz. Birilerinin, daha iğrenci de ailesinden birilerinin iğrenç arzularına malzeme olmanın, ölüm korkusuyla suskunluğa mahkûm olarak yıllar boyunca zulüm görmenin hiç kimse farkına varamıyor.

İğrenç mahlûkların veya ne olduğu belli olmayan bazı yaratıkların yaptığı çirkinlik ve insanlık dışı suç eylemlerinin zarar verdiği çocuk, yaşlı, kadın-kızların ya da gençlerin yaşadığı mağduriyetlerin iğrenç yüzü nasıl açıklanabilir?

Aldatmalar…

Aile içi iğrenç yaşantılar…

Cinsel saplantılar ve bunun sonucu olan ensest ilişkiler…

Yakın akraba veya komşu bağlarının yarattığı ölüm tuzakları…

Sapkınlıklar…

Kadın veya erkek cinsinin utanç ve namus dürtüsünden uzak eylemleri…

Çocukların istismar veya şiddet mağduru olmasına yol açan girişimler…

İnsan bedenini ve ruhunu anlamsız hale getiren zalimlik eylemleri…

Kadının kaderi haline gelen şiddet ve sömürü kültürü…

Mal ve para için düzenlenen ölüm senaryoları…

Zevkler ve hırslar uğruna heba edilen aile yuvaları gibi sayısız olaylar zincirinin önümüze konan iğrenç yüzleri!

Kötü kişiliğini ve sahip olduğu şuursuz-bilinçsiz davranışlarını dış dünyaya ve insanlara zalimlik olarak yaşatan tiplerin neden olduğu olaylar, her gün karşımıza çıkan gündemleri oluşturuyor. Üç kuruşluk dünya hayatının paylaşılamayan malı ve parası için kan ve ölümü kendine hedef edinenlerin rezilliğini ifade edecek kelimeler bulunamıyor.

İnsanın iç güzelliği veya iç çirkinliği ne ise yaptıklarına ve davranışlarına da o yansıyor. İçi çirkin olanın yüzü de davranışları da iğrençtir. Şuursuzluğu ve bilinçsizliği nedeniyle kötümser düşünen ve duyguları kötülük üzerine kurulan tiplerin insanlara ve varlığa karşı da kaba ve zalim eylemleri olması kaçınılmazdır.

İnsan yüreği ve ruhuyla baktığı zaman ancak hakikati ve doğruyu görebilir. Doğruyu ve gerçekliğin yüzünü, varlığın hikmetini normal gözler göremez. Saflığı edinmiş ve arınmış yürekler doğruluğun mayasını görebilir.

Çünkü maneviyatı kaybediyoruz.

Kurtaramadığımız bir ruh ve irade gücü var ortada!

Kalıcı ve ölümsüz olduğunu sahip olduğu maddi güçlerle kendine ispatlamaya çalışan insan, iğrenç yüzünü göstermemek için gizlenmeye ve kötü niyetlerini saklamaya çalışır.

Unutulan nokta, her şeyin geçici olduğudur. Çürüyen bir yaprak misali bedenimiz de miadını tamamladığında kaçınılmaz sona varacak. Yanımıza alacağımız ve mutlak gücün karşısına çıktığımızda elde tutamayacağımız şeylerin hesabını yapıyoruz.

Hiç olmazsa iğrençlik seviyesine indirmeden ve aşağılık hale düşürmeden, insanlığımızın değeri ile geçici zaman-mekân hayatımızı sürdürme derdimiz olsun.