Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

DEPREM VE İLİMİZ – 2

Hareket halinde olan dünyanın içyapısının hareketlilik kazanması ile meydana gelen sarsıntıların insan yaşamında yarattığı yıkımlar ve tahribatlar. Volkanik etkenler, yeraltında bulunan çökme-yükselmeler, çarpışan katmanlar, yer değiştirmelerin tamamı sarsıntıların düşük-yüksek düzeyde yeryüzüne yansımasıyla deprem olayını meydana getirmekte.

Sismoloji (Deprem ile ilgili konuları inceleyen bilim) uzmanlarının sadece tahminde bulunabildiği deprem ihtimallerinin öngörülen net bilgileri mevcut değil. Yapılan şey deprem hattı diye adlandırılan bölgelerdeki hareketliliği yıllarca takip etmek ve olası hareketler noktasında öngörülerde bulunmaktır.

Bu yüzden ülkemizin bir deprem haritası var ve İstanbul başta olmak üzere birçok ilimiz deprem kuşağında olma talihsizliği içerisinde ne yazık ki…

İlimiz korkulacak bir hat üzerinde mi?

Hayır… Ama Elazığ (Malatya, Bingöl, Erzurum) üzerinden Van iline uzanan Fay hattının kenarında olabilecek bir deprem sarsıntısının kenarında bulunmakta.

Korkutucu mu? Evet, ne yazık ki oluşan sarsıntılar (Hem Van depreminde hem de Elazığ depreminde, son zamanlarda ise Malatya, Bingöl’ de olduğu gibi sarsıcı olarak etkisini fazlası ile hissettik) 6.8 şiddetinde değil de daha yüksek şiddette ve daha uzun süren bir sarsıntıyla karşılaşmış olsak ne olurdu?

Çözüm ne?

Dile getirmek, haber yapmak, önerilerde bulunmak ve idealler peşinde koşmakla olmuyor bu iş! Tedbirse tedbir, az kazanç ise az kazanç, hassasiyet ve dikkat ise hassasiyet ve dikkat göstermek…

Şakası olmayan ve sonunda ölüm olan bir afet bilincinin eksikliğinde savrulmanın mantığı yok. Çözüm, Bilinçli olmak ve Yaşam alanlarımızın donanımlarını (evler, kurumlar, yapılar, apartmanlar, siteler…) sağlam yapmaktır.

Meydana gelebilecek şiddetli sarsıntıların önüne geçilmesi imkânsız, ama ölümleri ve yıkımları aza indirmenin yolu var.

O da yerleşim birimlerini sağlam temeller üzerine yapmak, binaları sağlam yapmaktan kaçınmamak, zemin etütlerini ihmal etmemek, ruhsat ve tapu işlemlerinde gereken yapı ve denetim kontrollerini aksatmamak, imara açılan veya açılmış olan yerleşkelerin projelerinin çıkarılmasında deprem ihtimaline karşı donanımlı malzeme kullanmaya çalışmak gibi tedbirleri almak.

“Deprem öldürmez, tedbirsizlik öldürür” sloganının işaret ettiği koruyucu önlemlere yönelmek gerekiyor. Oturulan binaların kontrol edilmesi, evin güvenli hale getirilmesi, deprem planı hazırlayarak evin belli bir yerinde toplanma alanı belirlenmesi, çocukların korku-panik yaşamamaları için önceden bazı bilgilerin aktarılması alınacak koruyucu önlemlerin bazılarıdır.

Deprem kuşağının uzağında olmayan ilimiz için her an itibariyle doğal afetlere ve özellikle coğrafik konumumuz açısından deprem sarsıntılarına karşı duyarlı ve hazırlıklı olunmalı.

Arama ve kurtarma ekiplerinin oluşturulmasının yanı sıra deprem sonrası yaşam alanları için noktalar belirlenmesi. Yiyecek-içecek temini için depolar ayarlanması. Hastane ve sağlık müdahalelerine uygun ve özellikle barınma ihtiyacını karşılayacak yerleşkeler oluşturulması. Kızılay vb. gibi sivil toplum kuruluşu ve dernekler-vakıfların müdahale konusunda hazırlıklı olması gibi tedbirlerin öngörülmesi gerekiyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER