Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

TERÖRÜN KAYNAĞI

Kavramsal ifade ile korku verme, yıldırmaya çalışma veya her hangi bir amaç uğruna bireysel ya da örgütsel ilkelerle girişilmeye çalışılan eylemlerdir. Terör, normal olanı anormal şartlar yaratarak bozmaya ve düzeni, sistemi, işleyişi engellemeye yönelik plan, tasarı, program, eylem ve hareketlerin genel ifadesidir.

Çünkü sonuçta ortaya çıkan şey tahribat, yıkım, acı, bozgunculuk, ölüm olmakta. Yani akıl ve iradenin saf dışı kaldığı ortamlarda, insana verilen zararın tahribatları ve acı olayları ortada kalmakta.

Terör yaratan etkenler değişkendir. Bir nedeni olabileceği gibi birçok etmen de nedensellik doğurabilir. Ama değişmez etken İnsan Psikolojisi’ dir. Çünkü amaçlar ve hedefler Akıl ile İrade’ nin yanında duyguların önüne geçerek, heyecan dürtülerinin ön plana alındığı girişimleri temel ilke haline getirmekte.

Ama asıl kaynak Cehalet olgusudur. Terörün ve örgütlü yapıların (buna illegal mafya bileşenlerini de ekleyebiliriz) amaçları-hedefleri farklılık gösterse de ortaya çıkış nedenleri insanların bilgisizliği ve olanı olduğu gibi kabullenme düşüncesidir.

Bu manada mutlak güç olma peşinde koşan ülkeler ve sömürü sisteminin asırlık temsilcileri için hizmet verecek birileri vardır. Değişmeyen kural “Dünya Düzeni için ve Mutlak Güç’ ü elde tutma adına sömürü asla sona ermeyecek” olmakta. Dünya düzeni ve güç olgusunun karşılığı yüzyıllardır Sömürü çarkı olmuştur.

Dışarıdan bakıldığında olumlu görünen ve zenginlik yaratan doğal kaynaklar, aslında madalyonun diğer yüzü itibariyle sömürü ortamı yarattığından dolayı ülkeler için fakirlik ve yıkımlar getirmekte. Doğal kaynaklar ve yüzyılımızın değeri olan enerji kaynakları ülkeleri-devletleri kolonileştirme projeleri doğuruyor.

Garip olan da sömürüyü getirenin ve sömürü projeleri üretenin gelişmiş ülkeler olması ya da kendi ihtiyacını giderme konusunda insanlığı yok etme çabası gösteren Batı medeniyetinin varlığıdır. Sömürü mantığının temelinde kaos ve terör eylemleri yatar. Çünkü kargaşa ve çatışmalarla ortalık teröre sahne olurken, kullanılan araçların arkasına sığınan güçlerin cehalet ve bilgisizlik hali en önemli koz olarak nedensellik yaratmakta…

İsim olarak kullanılan argümanlar da etnik yapılar, dini inançlar, milliyetçi kodlar, mezhep karşıtlığı ve fanatiklik duyguları olmakta. Sıkıntı sömürü mantığı taşıyan ve projelerle farklılık yaratan güçlerin zihinlerindeki kalıpsal uygulamalar değil, kendini kullandıran ve acı tecrübeleri yüzyıllardır yaşanmasına rağmen ders çıkaramayan cahillik adayı yerel nüfus yapısıdır.

Mutlak Güçler her zaman için idealleri uğruna sömürü kültürlerini ve insanların kendilerine hizmet etmeleri gerektiği ütopyasını hayata aktarmak amacıyla kendini aydınlatamayan veya kutsal değerlerinden faydalanmayan insanları karanlığa ve istedikleri ortamlara çekmeye devam edeceklerdir.

Sömürü kültürü sahibi ülke ve onların çıkardığı örgütlerin hedefinde yer alan coğrafyamız ve insanları için çözüm ancak aydınlanma denen bilgi ve gelişim süreçlerinin edinilmesinde harcanan çabalar olacaktır. Kutsal değerlere olan öze dönüşümün yanında, bilgiye hâkimiyet ve gelişim-değişime açık olma ile edinilecek zihinsel ilerleme sayesinde örgütlerin ve terörün maşası olmaya aday olmaz.

Cehaletin giderilmesi ve bilgiye ulaşmakla terörün kökü kazınabilir. Bilgisizlik-cehaletin yanında etnik kimlik bilincinin koyu taraftarlığı, inançlar konusunda fıkıh alanında zamana uygun yaşam standartları yakalanamaması, siyasete verilen ağırlığın eğitime verilmemesi gibi etkenler de terör kaynağı olabilecek unsurları canlandırır.

Terör ve kaynağı olan nedenler göz önüne alındığında iki tane pek dikkat çekmeyen nokta var. Birincisi, dünya ülkeleri açısından yaşanan terör olaylarının büyük oranda Ortadoğu ülkelerinde yaşanması, Batı ülkelerinde çok az oranda terör örgütlerinin var olması ve olayların asgaride kalması. İkincisi de cehalet ve bilgisizlik oranlarının verilmeyen eğitim sistemleri sebebiyle artışta olması, gelişmiş ülkelerin de bu açıktan faydalanarak sömürü düzenini sürdürmesidir.

Yüzyılımızın karanlık tarihine yazılan insan ölümlerinin çoğunluğu hangi bölgelerde ve coğrafyalarda, hangi sebepler yüzünden yaşandı acaba?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER