Hayvansal gıdalar, yaşam döngüsü açısından var olan nimet olgusunun ana karakterlerinden biri,hatta en önemlisi… Çünkü et, süt, yumurta, deri, sakatat ve bunların yan ürünleri sayesinde insan için besin zincirinin sağlam halkaları kurulmakta.
Bakmayın siz ortalıkta dolaşan saçmalıklara, dedikodulara, lekelemelere! Vejetaryenlik ya da canlıların korunması gibi kafa bulandıran ve başkalarını etkilemeye çalışan grupların ve bireylerin çabalarına.
Yetmezmiş gibi kurban edilen hayvanların kanlarının akıtılmasının vahşilikle suçlanması ve milyarlarca insanı kitlesel bağnazlığa mahkûm etmeye çalışmanın hiçbir anlamı yok. Kurbanlık hayvanın ilahi ritüel, inanç ve ibadet ilkesi ile besin zincirine katılmasının eleştirel hiçbir yönü yok.
Bu yüzden Kurban Bayramı kutsal bir dönem ve inanç sahibi kişilerin bağlılıklarını dile getirmenin fırsatı olarak her yıl şükran duygularının hayır ve yardımlarla yaratıcımıza sunulduğu bir zaman dilimini ifade eder.
Olayı sulandırmanın bir mantığı yok; Zaten insanlık kendisi için var olan gıda ve besin alternatiflerini ilahi olanın rızasına uygun olarak tüketmenin gereklerini yerine getiriyor. Bu ihtiyaç zincirinin kullanılması için hayvani ve bitkisel ürünleri tüketmeye yönelmenin zamanı ilk insandan günümüze kadar değişmemiştir.
İnançlara olan saygısızlığı dile getirmekten kaçınmayan ve inancı kendi seçeneği dışında hiç kimseye tanıma düşüncesi olmayanların ciddiye alınmaması gerekiyor.
Kurban Bayramına az bir zaman kalmışken, kurbanlıkların piyasaya çıktığına şahitlik yapmaya başladık. Yalnız bu çıkış biraz pahalı bir çıkış oluyor. Çünkü geçen yıllara oranla kurbanlık fiyatları artış gösteriyor. Yüksek fiyatlar hayvanların yetiştirilmesi ve beslenmesi ile direkt alakalı bir durum olmakla birlikte, aracıların ve komisyoncuların varlığı işi daha tuzlu hale dönüştürüyor.
Diğer bir konu da ilimizde var olan kurbanlık sayısının yeterli olmaması ve bu amaçla Muş, Kars, Van gibi illerin kırsal alanlarına satışa sunulacak hayvan tedariki için gidilmesi. Bu gidişin en önemli noktası hayvan sayısının yetersiz olması ise de diğer unsur daha ucuz maliyette olması.
Kurban kesmek isteyen ve şehir merkezlerinde yaşayanlar için kolay olmuyor. Kurban bulmak, bayram günü sıra bulmak ve kurbanı kesmek, kesecek kasap bulmak, temizliğini yapmak, parçalara ayırarak dağıtıma hazır hale getirmek imkânsız gibi!
Çözüm konusunda karşımıza hayır kurumları ve dernekler çıkıyor. Takdirlerimi her an sunma ihtiyacı hissettiğim bu oluşumların yardımı ve karşılıksız çabaları ile birçok alım gücü düşük insanın sofrasına gıda olarak etin girdiğini görüyoruz.
En büyük pay kurban kesme adına vekâlet veren insanlarda… Yani vekâlet ile kurban ücreti verilerek toplu şekilde kurbanlıklar yardım koliler halinde evlere ulaşmakta.
İbadetin maddi karşılığı yoktur.
İnsanlar inandıkları değerler uğruna güçlerinin yettiği seviyede kurban kesme olayına girmekte. Küçükbaş hayvanlar olan Kuzu ve Koyun adağından, büyükbaş hayvanlar olan İnek, Dana, Boğa adağına kadar alternatifler çok.
Ücreti karşılığı ve maddi şartlar oranında kesimi yapılacak kurbanlıkların hayrının hem parasını karşılayana, hem kesimi yapacaklara ve hem de karşılık beklemeden hayır kurumları çatısı ile ilgili yerlere ulaştırmayı amaç edinenlere gelmesi temennimizdir.
Fiyatların el yaktığı ve kurban verme amacı güdenleri zorladığı bu ortamdainsanların unutmaması gereken nokta birilerinin karnını doyuracakları, hayırlarının ilahi katta not alındığı, ibadetlerinin manevi karşılık bulduğu olmalıdır.
YORUMLAR