Yerel gazetelerden birinden çıkan bir haber ilgimi çekti. Haberde, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Siirt Bölge Müdürlüğü, anket sorularına yanıt vermediği gerekçesiyle Batmanlı Aileye Bin 55 TL para cezası kesti.
2015 yılında Batman’da 50 yaşındaki Tenzire Çetin’in Aydınlıkevler Mahallesi’ndeki evine anketör gönderilmiş.
TÜİK Siirt Bölge Müdürlüğü Anketörleri, bütçe alanında yürüttüğü anket kapsamında Tenzire Çetin’e sorular yöneltmiş. Kadın Türkçe bilmediği ve okuma ve yazması olmadığı için sorulara cevap vermek istemediğini söylemiş.
Anketör cevap alamadan evden ayrılıyor. Aradan 4 yıl geçtikten sonra Tenzire hanıma kabahatlar kanunu kapsamında bin 55 TL para cezası veriliyor.
Tenzire hanım borcu olduğunu öğrenince şok oluyor. Demek ki TÜİK’in sorularına cevap vermek zorunludur.
Peki tamam zorunlu olduğunu bildiğim bir şeyi kendi isteğimle yapmadığım için ne kadar sağlıklı olur sizce.
Başımdan salmak için saçma sapan cevaplar veririm. Sonuçta cevap vermiş olurum. Bu kadında işin ciddiyetini bilseydi inanın baştan salma cevaplarla geçiştirirdi.
Anketörler bu şekilde aldığı cevapları merkeze götürüp bir değerlendirme yapılacak bu veriler yanı cevaplar saçma ve baştan salma olduğu için TÜİK verilerine de yansıyacak.
Peki iş bu şekil olsaydı TÜİK verileri ne kadar sağlıklı olur?
Bu iş zorlamayla olmaz ceza keserek olmaz.
Vatandaş içten ve samimi bir şekilde ankete katılması gerekir ki sağlıklı sonuç alınabilinsin . Zorla yapıldığı takdirde verim alınamaz.
TÜİK’in yaptığı bu yanlışlığın düzeltilmesi ve Tenzire hanıma kesilen cezanın affedilmesi gerekir. En azından haberi okuyan herkes TÜİK’in sorularına cevap vermenin zorunlu olduğunu anladı.
Bundan sonra ona göre davranırlar. Bu olay okuma yazma bilmeyen bir bayanın başına geldiği için bunun affı gerekir.
Tenzire hanım başına gelen bu olayı şaşkınlık içinde sağa sola sorduruyor. Bunun oluru var mı? Affı olur mu bilinmez ama siz siz olun TÜİK’e cevap vermemezlik etmeyin…
YORUMLAR