2025-2026 eğitim öğretim yılı için seçmeli ders seçim takvimi 3-17 Şubat olarak belirlendi. Seçmeli ders seçiminde din ve değerler alanının yanında anadil tercihinin önemine dikkat çeken Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı ve Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Ramazan Tekdemir gerek veli gerekse okul yöneticilerinin seçmeli ders seçimine azami hassasiyet göstermesi gerektiğinin altını çizdi.
Seçmeli dersler sürecinin etkili ders seçimini yapabilmesine olanak sağlayacak şekilde yapılandırılması gerektiğini vurgulayan Tekdemir, “İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri eğitimin tüm bileşenleriyle seçmeli derslerin gelişim takvim dilimi içerisinde ve çocukların seçim hakkına imkân tanıyacak biçimde düzenlenmesi lazım. Biz prensip olarak çocukların hem din ve değerler alanı hem de dillerine ilişkin tercihte bulunmalarını önemsiyor ve önceliyoruz. Bunun için de çocuklarımız ‘hem dinlerini hem de dillerini öğrensin’ bakış açısıyla ders seçimine azami hassasiyet gösterilmesini talep ediyoruz.” dedi.
“Din derslerinin seçimine özel önem atfetmek gerekir”
Çocukların kültürleriyle barışık, manevi kimliklerinin unsurlarını oluşturan değerleri bilen, maneviyata saygılı bir nesil olarak yetişmesini istediklerini kaydeden Tekdemir, “Çünkü maneviyatı bilen ve manevi sorumlulukla yaşamını devam ettiren çocuklarda bir bilinç oluşuyor, daha sağlam bir kişilik meydana geliyor. Hem kendine hem topluma hem eşyaya hem yaratıcıya karşı daha sorumlu bir benlik geliştiriyor. Bunun için de mutlaka din derslerinin seçmeli ders olarak seçimine özel önem atfetmek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Seçmeli ders seçiminde anadil vurgusu yapan Tekdemir, şunları söyledi:
“Diğer taraftan kültürel aktarım aracı olarak dil çok yer temsil ediyor. Bu açıdan çocuklarımız anadillerini ana kültürleriyle birlikte öğrenmeleri dil sayesinde daha aktif ve kolay oluyor. Bu açıdan çocuklarımız ana dillerini öğrensin. Anadilleriyle birlikte kendi öykü, masal, geçmiş, hayat hikayeleri ve atalarının tecrübelerini öğrenmeleri hem daha sağlıklı hem de daha kalıcı öğrenmelere dönüşebiliyor. Eğer çocuğun anadili Kurmanci veya Zazaki fark etmez, anadilini öğrenmenin önemli olduğunu kabul ediyoruz. Bu açıdan 2012 yılından beri devletimizin sunduğu bu imkânın detaylı bir şekilde kazanıma dönüştürülmesi hususunda tüm bileşen ve kademelerin buna ilişkin çalışmaları ve bu olayı desteklemelerini önemsiyoruz.”
“Çocuğun diliyle iç içe olan yaşam tecrübelerinin farkında olması önemli”
Tekdemir, “Millî Eğitim Bakanlığının il milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla bu meseleyi taşranın her köşesine taşıyarak etkili bir süreç neticesinde derslerin seçimine katkıda bulunmalarını tavsiye ediyoruz. BU sürecin aile, çocuk ve eğitim camiamız için hayırlara vesile olmasını diliyoruz.” dedi.
Anne babalara da seslenen Tekdemir, “Bir edilgen ders seçimi süreci olmasını istemiyoruz. Daha başak, aktif efektif bir ders seçim süreci olsun. Bu süreçle ilgili tüm parametrelerde veliler belirleyici olsun. Çocukların hangi dersi seçtiğine onlar da kulak kabartsın ve bu sürece dahil olsunlar. Çünkü neticede çocuğun yaşayacağı bir gelecek aileyi de etkileyecektir. Çocuk o geleceği ailesiyle beraber inşa edecektir. Bu açıdan aile çocuğun hangi dersi seçeceğine bakmalı. Her şey akademik, salt bir takım biyonik çalışmalardan ibaret değil. İnsanın biyolojik ve sosyolojik yönünün asla aksatılmaması lazım. Çocuğun dil ve değerlerini bilmesi, diliyle iç içe olan yaşam tecrübelerinin farkında olması önemlidir.” şeklinde konuştu.