Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

BAĞIMLILIK

Sıkıntılı bir eğitim sistemine sahip olduğumuz ortada…

En açık ispatı öğrencilerin eğitime, bilime, sanata, bilgiye, değerlere, insani duygulara, ahlaki ilkelere olması gereken bağımlılığının, teknolojinin önümüze serdiği araçlara olmasında…

Bağımlılık kişi merkezli duyguların, heyecanların, düşüncelerin, eylemlerin bir bütün olarak nesneye, kişi veya kişilere, düşüncelere, inançlara olan yoğun ilgi ve hedef seçimine dayalı motivasyon halidir. Yaşam biçimini ve hayat sürecini takıntı hale gelen her hangi bir şey üzerine kurmak ve davranışlarıyla da aşırı derecede benimsenmiş olan üzerine kurgulamaktır.

Bedensel, ruhsal veya sosyal etki doğuran unsurların bırakma ve vaz geçme isteğine rağmen terk edilememesi, zamanla artış göstererek hayatın ana karakteri haline gelmesidir. Kişinin kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürmemeye başlamasıdır.

Uyuşturucu, sigara, alkol, madde bağımlılığı ilk akla gelen örnekler olmakla birlikte, dini, felsefi, sosyal ve toplumsal her hangi bir durum da bağımlılık yaratan veya bağımlı olmaya yol açan etkenleri işaret eder.

Ana nokta düşünce ve alışkanlıkların özünde bağımlılık nedeni olan şeyi hayat biçimi haline getirmiş olmaktır.

Günümüzün ve zamanın modern dünyasının ve teknolojik yapılanmanın insanlığa değer kattığı araçlar, makineler, teknolojik ürünlerin en büyük sorunu da bu noktada karşımıza çıkmakta: Bilinçsiz kullanım…

Çünkü yeni anlamıyla bağımlılık denen alışkanlık ve yaşam tarzları, makine ve araçların yarattığı hayal dünyasında yolculuk yapmak isteyen insan için sınırsız ve doyumsuz bir dünya yaratmakta. Neler mi sebep olur? Sosyal Medya başta olmak üzere sınır tanımayan İnternet Ortamı, Bilgisayar Oyunları ve Oyun Konsolları, Tablet, Telefon ve Televizyon araçları aşırı kullanım veya bağımlılık nedeni olarak insan aklı ve iradesini devre dışı bırakma etkeni olacak donanımları özünde barındırıyor.

İnsanlar arası paylaşımların, ortak yaşam alanlarında oluşan birliktelik inancının, kültürel ve geleneksel duyguların yerini; “Ben Merkezli” bir hayatı benimseyen ve kendine, topluma, dünyaya yabancılaşan, içine kapanan insanların eylem biçimlerinin aldığı görülüyor.

Teknoloji bağımlılığı konusunda küçüklerin telefon ve tablet başta olmak üzere bilgisayar oyunları ve değişik çizgi film, animasyon sitelerine olan ilgi ve yoğunluklarının yanında, büyüklerde de telefon, sosyal medya, paylaşım siteleri-grupları, ev ortamında televizyonun yüksek oranda vakit alan takiplere yol açtığı görülmekte.

Kullanmak ile bağımlı olmak arasındaki ince çizgiyi kaçırmanın ortaya çıkardığı zararların tahmin edilmemesi ya da kontrolsüz zaman harcamaları sayesinde fiziksel, ruhsal, sosyal ve kültürel problemlerin tüm yaş kategorilerinde insan tabiatına darbeler vuran yansımalarını tespit edebiliyoruz.

Teknoloji ürünü araçlar ve ortamların ölçüsüz kullanımı çocuk ve gençlerde olduğu gibi büyüklerde de düşünce süreçlerinde tahribat, genel sağlık unsurlarında problemler doğuruyor. Ruhsal dengeyi bozmanın yanında davranışlarda meydana gelen tutarsızlıklar, saldırgan davranışlar gibi görünen rahatsızlıkların yanı sıra öz güven kaybı, kaygılı heyecanlar, yalnızlaşma, çevreden kopma, yüz yüze ilişki kuramama gibi kendine yabancılaşan tiplerin ortaya çıkışına neden olunmakta.

Özellikle spor ve sanat etkinliklerinden uzak durarak hareketsiz yaşamı seçen, aile ve çevre aktörleri olumsuz kişilerden oluşan, eğitim etkinliklerine karşı isteksiz olanların kendi hayatlarında kalabalık ve yoğun iletişim ortamlarına girmeleri gerekiyor. Arkadaş edinme ve sosyal iletişim kurma eksikliği duyan, yaşam alanlarında zihinsel ve psikolojik rahatlık yakalayamayan, kendini ifade etmekte geri kalanların bağımlılık adayı olduğu düşünülürse, çözümün aslında zor olmadığı da görülecektir.

Çocukların elinden telefon ve tablet düşmezken, engel olabilecek dirayet ve yaptırımları kullanamama sıkıntısını da yaşıyoruz. Gençleri dünyadan kopma noktasına getirdiği telefon-sosyal medya birlikteliğinin üçüncü unsuru olan insanı korumanın değişik yolları var. En önemlisi zaman ayarlama ve belli saatlerde teknoloji ile buluşmak!

Zamanın günün belli saatlerinde planlanarak sonrasında yapılması zorunlu olan başka bir uğraş, iş veya etkinlik ayarlamak diğer bir koruyucu tedbirdir. Sağlıklı aile ilişkileri için ortak mekânlar ve ortak etkinlikler düzenlemek ayrı bir çözüm olabilir. Aile bireylerinin aile ortamında farklı dünyalarda yaşamasına engel olma adına birlikte hareket etmeyi sağlayacak etkinlikler planlamak sağlıklı olur.

Spor etkinlikleri, sinema veya piknik planları, çay saatleri, yemek birliktelikleri gibi günün belli saatlerinde ortak paylaşımlar düzenlenmesi küçükler kadar büyükler açısından da faydalar doğuracaktır.

Toprağa basmayı bilmeyen, hayvanlara dokunmayı beceremeyen ve makineler ile teknolojik araçları etrafında gördüğünden robotlaşma evresine girme tehlikesi ile karşı karşıya olan yeni nesil çocuklar ve gençleri doğa ile tabiat unsurları ile buluşturmanın yollarını bulmak gerekiyor.

Beyinlerini sanal ortamın hayalleri ile dolduran çocukları gerçek hayatın içerisine katarak sosyalleşmeleri için ortamlara ve diğer çocukların içerisine katacak programları takip etmek için eve mahkûm etmekten vaz geçmeliyiz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER