Esra ..!
Evet Esra sıra ondaydı. Ufak bir bakışmadan sonra bir daha o yüzü asla görmedim.
Yorgun, iri gözleri vedayla göz kırpıp uzaklaştı gözlerimden.
Yeni tanışıklığımız az evvel karşılıklı çay içmemizle başlamıştı kantinden bozma mekanda. Biraz erken bir vedayla uğurladık birbirimizi.
Bu hep böyle midir, Esralar hep veda mı eder? Aklım hep onda. Anlattıklarını sığdıramıyorum içime ,kabul etmiyor benliğim. Kafamın içi dört köşeli duvar ,bir birine çarpan düşüncelerle büyüyen. Keşke şu kursak denilen yerlerimizi kesip atsam boğsam boğulsak, dizile dizile hâl oldu yutkunmasam boğulacağım ,yutkunsam sindiremeyeceğim nedir bu acı? Aldatıcı duygular nasılda güzel oynuyor rolünü.
Esralar hep böyle midir ? İnsanı yerden yere vurup sonra da el uzatan, bilmiyorum ki hiç tanımadım.
Aklıma mukayyet olmalıyım ,aklımı alıp paklamalıyım tüm sermayemi önüme alıp kara kara düşünmeliyim sonra tüm düşüncelerimi dağıtmalıyım sadaka niyetine. Üzerine şefkatimden de eklerim, hem İnsanın ihtiyaç duyduğu tek şey sevgi değil midir?
Üstelik bu doğal bir beklentidir, evet evet sevmeliyim ve bunu pay etmeliyim çünkü insan sevilmek istediği kadar sevmekte ister, şu lanet olası dünyada en az sevilmek kadar bir şeyleri sevmekte gerek .
Tanrım kafamda şimşekler çakıyor yeni bir uyanış mı yoksa bu ?
Sevilmek kadar sevmek ha!
Bu Esralar hep böyle midir?
Hikayenin ortasından başlayıp bir sonu ve bir başı olmadan yaşayan.
Kimdir bu Esra, kadınlığın yükünü kalbînde taşıyan?
Evet böyledir Esralar ,hep böyledir ! Tam yaşayıp yarım kalan..
YORUMLAR