Başta mülakat olmak üzere birçok haksız uygulamayı tedavülden kaldıran Öğretmenlik Meslek Kanunu; öğretmene şiddet sorununun çözümüyle beraber öğretmen, uzman öğretmen ve baş öğretmen gibi ünvanların sınavsız elde edilmesine de olanak sağladı.
TBMM’de kabul edilen ve 10 Ekim itibariyle Resmi Gazete’de yayımlanan Öğretmenlik Meslek Kanununu olumlu ve eksik bırakılan yönleriyle değerlendiren Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı ve Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, söz konusu kanunun yasalaşmasının önemli bir kazanım olduğuna dikkat çekti.
“Öğretmenlik artık bir kariyer mesleği olarak planlanmış ve kabul edilmiş oldu”
Öğretmenlik Meslek Kanunu alanında şimdiye kadar verdikleri mücadeleyi ve gelinen süreci aktaran Tekdemir, “Öğretmenlik Meslek Kanunu meclisten geçti ve yasalaştı. Buna göre; öğretmen, uzman öğretmen ve baş öğretmen şeklinde kariyer basamaklarına ayrılmış oldu. Anayasa Mahkemesi daha önce Öğretmenlik Meslek Kanunu hükümlerini iptal etmek üzere başvuru gerçekleştirmiş ve bu başvuru neticesinde hükümler iptal edilmişti. Burada sıkıntılı bir durum söz konusuydu. Anayasa mahkemesinin iptal ettiği hükümler içerisinde öğretmenlik özlük hakları ve kazanımlarını içeren hükümler de yer alıyordu. Bu açıdan Sendika Genel Merkezi olarak iletişim kurup işin muhataplarıyla görüşerek ilave hükümlerle Öğretmenlik Meslek Kanununun meclisten geçmesi için gerekli mücadeleyi sergiledik.” ifadelerini kullandı.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenler için bazı kazanımları getirmesi açısından kıymetli olduğunun altını çizen Tekdemir, “Öğretmenlik artık bir kariyer mesleği olarak planlanmış ve kabul edilmiş oldu. Bununla beraber 10 yılını öğretmenlikte geçiren öğretmen arkadaşlarımız hiçbir sınava tabi tutulmadan uzman öğretmen, 20 yılını tamamlayan arkadaşlarımız baş öğretmen ünvanını sınavsız elde etmiş oldular. Burada öğretmenlerimiz sadece bir eğitime tabi tutulacaklar.” dedi.
“Öğretmene yönelik kasten yaralama, darp, şiddet ve müdahaleler CMK. hükümlerine bağlandı”
Öğretmenlik Meslek Kanunuyla elde edilen birtakım kazanımları sıralayan Tekdemir, “Öğretmenlik meslek kanunun geçirdiği diğer kazanımları da önemsiyoruz. Özellikle öğretmene yönelik kasten yaralama, darp, şiddet ve müdahaleler CMK. hükümlerine bağlanmış oldu. Dolayısıyla yargısal süreç daha iyi işletilecek bir noktaya evirildi. Bizler öğretmene şiddet mevzusunun sürekli canımızı yakan bir mesele ve eğitim çalışanlarının tamamını tehdit eden yöntem olduğunu söylüyor, faillerin tutuklu yargılanması hususunda ısrarımızı belirtiyorduk. Bu da arzu ettiğimiz şekilde neticelendi.” şeklinde konuştu.
Tekdemir, “Öğretmenlik ile uzman öğretmenlikte 20 yılını tamamlayan ve düzenlenen akademik eğitimlere katılan yaklaşık 230 bin öğretmen arkadaşımız baş öğretmen hakkına kavuşmuş olacak. Eğitim çalışanlarına yönelik kasten yaralama, hakaret, tehdit ve görevi kötüye kullanma gibi suçlardan verilecek ceza yarı oranda arttırıldı. Buna göre artık hapis cezaları ertelenmeyecek, kasten yaralama suçu tutuklama nedeni sayılacak. Dolayısıyla bunu çok değerli bir gelişme olarak kabul ediyoruz. Bununla beraber denetimlerde öğretmenliği yetersiz görülenlerin genel idare hizmetleri sınıfına aktarımı yapılmasıyla ilgili sıkıntılı olarak düşündüğümüz 30’uncu madde vardı. Ciddi bir mücadeleyle bu maddeyi de çıkarmış olduk.” ifadelerine yer verdi.
“Öğretmen akademisini sorunlu ve sıkıntılı bir alan olarak değerlendiriyoruz”
Öğretmenlik Meslek Kanununda eksik buldukları alanların da olduğunu kaydeden Tekdemir, şunları söyledi:
“Öğretmen yetiştirme hususunda öğretmen akademisi sorunlu ve sıkıntılı bir alan. Daha önce Millî Eğitim Bakanlığının öğretmen yetiştirme yetkisi YÖK’e devredilmişti. Sonrasında görüyoruz ki eğitim fakültelerindeki eğitimin yetersizliğine işaret olacak bir öğretmenlik akademisi yapılanma söz konusu. Burada 4 yıllık eğitimlerini bitirecek öğretmenlere ilave olarak 2 yıl öğretmen akademisinde eğitim alacaklar. Orada adayların özlük haklarındaki yetersizliği, alacakları ücretlerin düşük seviyede tutulması, yapısı ve işleyişindeki birtakım eksiklikler bizi burada ciddi bir eleştiriye yöneltiyor. Eğer üniversiteler öğretmen yetiştirmede yeterli donanımı taşımıyorsa, akademik personel yeterince birikimli değilse burada daha farklı birtakım sorunlar oluşur. Dolayısıyla öğretmen akademisini hem özlük hakların yetersizliği hem de işleyişe 2 yıllık süreyi ilave edilmesini ve ücret düşüklüğünü de göz önünde bulundurarak sorunlu bir çalışma alanı olarak değerlendiriyoruz.”
“Bundan sonra öğretmen adayı mülakata girmeyecek”
Tekdemir, “Öğretmenlik özlük haklarına yönelmek, vergi düzenlemesinde sabit bir oran getirmek, ek ders ücretlerini arttırmak lazım. Öğretmenin özlük ve mali haklarına ilişkin düzenlemelerin Öğretmenlik Meslek Kanununda yer almamış olması söz konusu kanunun eksik taraflarından biridir.” diye belirtti.
Mülakatın kaldırılmasının da büyük bir gelişme olduğunu hatırlatan Tekdemir, “Öğretmenlik meslek Kanununun mülakatı kaldırıyor olması yönünden de çok değerli. Bundan sonra öğretmen adayı mülakata girmeyecek, öğretmen akademisinden alacakları puan barajını geçtikten sonra KPSS sıralaması da belli olacak şekilde atanacaktır.” dedi.