Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bazı suçlarda ceza alt sınırlarının çok aşağıda olduğu yönünde bilim insanları, hukukçular ve uygulayıcıların görüşlerinin bulunduğunu belirterek, bu suç tipleriyle ilgili denetimli serbestlik uygulamalarında sınırlamalar getirilebileceğini söyledi.
Adalet Bakanı Tunç, son günlerde tartışma konusu olan, toplumu huzursuz eden bazı suçlar bakımından özellikle “cezasızlık” algısının ortadan kaldırılmasına yönelik önemli çalışmalarının olacağını vurguladı.
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ilk 3-6 aylık hedefleri arasında yer alacak bu düzenlemeleri süratle TBMM’nin gündemine taslaklar halinde milletvekillerinin takdirlerine sunacaklarını belirten Bakan Tunç, şunları ifade etti:
“Sürekli eleştiri konusu olan, bazı suçların ceza alt sınırlarının çok aşağıda olduğu yönünde bilim insanlarımızın, hukukçularımızın, uygulayıcılarımızın görüşleri var. O suç tipleriyle ilgili birtakım düzenlemeler yapılabilir, denetimli serbestlik uygulamalarıyla ilgili bazı sınırlamalar getirilebilir. Tüm bunları alternatifli olarak, koşullu salıverme süreleriyle ilgili özellikle çocuk istismarının önlenmesi, kadın cinayetlerinin en aza indirilmesi, yok edilmesi konusunda çok hassasız. Kadına şiddet kırmızı çizgimiz. Kadınlarımızı korumalıyız. Kadınlarımıza, çocuklarımıza yönelik her türlü kötülük, insanlığa, geleceğimize ihanettir. Çevresindeki tehlikelere karşı en korunmasız kişiler, çocuklarımız. Her birinin elinde cep telefonları ve o cep telefonlarıyla maalesef karşılarında kimliğini gizleyen suç şebekeleri. O nedenle siber suçlar bakımından da artık çok daha etkili, nasıl polisimiz devriye geziyor, fiziki olarak sokakların güvenliğini sağlıyorsa özellikle kimliğin gizlendiği, gizlenerek suçların işlendiği sanal dünyada devriyelerimizi daha da artırarak hukuk içinde onlarla da mücadele etmeliyiz.”
Yargı mensuplarının yılda 12 milyon karar verdiğini bildiren Bakan Yılmaz Tunç, şunları kaydetti:
“Bu 12 milyon kararın içinde eleştiri konusu olan kararlar da oluyor. Ağır eleştiriye maruz kalınan durumlar da oluyor ama eleştiri sınırını aşan, fedakârca çalışan 25 bin hâkim ve savcımızı töhmet altında bırakan eleştirilere de şahit oluyoruz. Yargının hatalı kararları, kendi içinde düzeltilme imkânı var. İstinaf süreci bunun için var, 2016’dan beri. Ülkemizde hukuki denetimi, 3 dereceli sisteme çıkardık, 2 dereceyle yetinmedik. İlk derece, istinaf ve temyiz dedik. Bu süreç içinde itirazla, istinafla, temyizle hukuki denetime tabi olan kararların hemen daha ilk derecede verilen bir hatalı kararın ya da farklı yorumlanan bir kararın, sanki tüm yargı böyleymiş şeklindeki bir genellemenin de doğru olmadığını ifade etmek istiyorum.”
Hukuk dışına çıkan, hatalı kararın ötesinde farklı yorumlanabilecek kararlarla ilgili de Hakimler ve Savcılar Kurulunun denetim yetkisinin olduğunu anımsatan Bakan Tunç, “Bu anlamda gerekli denetimleri gerçekleştiriyorlar. O genellemelerden, karalamalardan, tabii bunların bir kısmı da maalesef kasıtlı. Bunların bir kısmı, özellikle adalet sistemine yönelik birtakım karalama çalışmaları gayreti içinde, basın yayın yoluyla yaparak özellikle devletin temeli olan adaleti ve devleti yıpratmaya yönelik çabalara da müsaade etmeyeceğimizi ifade etmek istiyorum.” diye konuştu. (İLKHA)