Camilerin hayat bahşeden mekânlara dönüşmesi gerektiğini belirten Peygamber Sevdalıları Vakfı, Müslümanları birleştirecek, kardeşlik bağlarını güçlendirecek, İslam düşmanı güçler karşısında koruyacak, genç nesilleri ihya edecek bir cami ve mescitlere dönüş sürecinin başlatılması gerektiğini ifade etti.
Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkanı Molla Beşir Şimşek, “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” dolayısıyla bir açıklama yaptı.
Açıklamasında camiler ve mescitlerin Peygamber Efendimizden bu yana Müslümanların, müminlerin bir araya geldikleri, buluşup sorun ve taleplerini konuştukları, dillendirdikleri manevi merkezler olduğunu belirten Şimşek, camilerin Müslümanların kardeşliklerini pekiştirdikleri, ilim tahsil ettikleri, manevi hastalıklara karşı birer kalkan ve zırh olarak kullandıkları hayati mekânlar olduklarını söyledi.
“Müslümanların hayatı cami merkezliydi”
Batılılaşma musibetinden sonra Müslümanların camilerin hayati rolünü unuttuklarını vurgulayan Şimşek, “Gençlik camilere, mescitlere yabancılaştı. Camiler Müslüman halkın ilgi odağı olmaktan çıktı. Hâlbuki asırlarca camiler ve mescitler İslam medeniyetinin sembolleri olageldiler. Müslümanlar bir şehir veya yerleşim yeri kurdukları zaman hemen o yerleşim yerinin ortasında bir cami inşa eder ve kültürel, siyasi, ilmi faaliyetlerini oradan sürdürürlerdi. Müslümanların hayatı cami merkezliydi. ” dedi.
“Camilerimiz tekrar Müslümanların kültürel mekânlarına dönüşmeli”
Müslümanları birleştirecek, bir araya getirecek, kardeşlik bağlarını güçlendirecek, İslam düşmanı güçler karşısında koruyacak, genç nesilleri ihya edecek bir cami ve mescitlere dönüş sürecinin başlatılması gerektiğini belirten Şimşek, şöyle devam etti:
“Müslümanların geleceği, aydınlık yarınlara kavuşma hedefi, genç nesillerin tekrar dinleriyle, yaratıcılarıyla buluşma imkânı ancak mescitlerimizi, camilerimizi canlandırmakla mümkün olabilecektir. Camilerimiz hayat bahşeden mekânlara dönüşmelidir. Peygamber Efendimizin, Ashab-ı Kiramın, dünyaya medeniyet ve bilim götüren Müslüman bilgin ve büyüklerin dönemlerindeki gibi camilerimiz tekrar Müslümanların kültürel mekânlarına dönüşmeli, bilgi ve ahlak bahşeden medreseler, kültür ve maneviyat yuvaları işlevini görmelidirler.”
“Mescid-i Aksa siyonistlerin elleriyle yıkılma tehlikesi yaşamaktadır”
Açıklamasının devamında Şimşek, “Mabetlerimizden uzak düştüğümüz için mabetlerimiz, mescitlerimiz, en kutsal mekânlarımız düşmanlarımızın saldırıları karşısında sahipsiz ve korumasız kalmış, birçok mescidimiz düşmanın saldırılarıyla yıkılmış, harabeye dönmüştür. En mukaddes mekânlarımızdan biri olan, ilk kıblemiz, ikinci kutsal mescidimiz Mescid-i Aksa ümmetin bu duyarsızlık ve sahipsizliği karşısında bir asra yakındır Allah’ın en büyük düşmanları, vahşi siyonist çetelerin esareti altındadır ve her gün saldırıya uğramakta, kirli postallar tarafından kutsiyeti çiğnenmektedir. İslam ümmetinin onur ve izzetinin sembolü olan Mescid-i Aksa siyonistlerin elleriyle yıkılma tehlikesi yaşamaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Mabetlerimize, camilerimize sahip çıkmalıyız”
Müslümanların acilen silkinip toparlanması gerektiğini ifade eden Şimşek, “Başta Mescid-i Aksa olmak üzere mabetlerimize, camilerimize sahip çıkmalıyız. Bu konuda en büyük sorumluluk din görevlilerine, imamlarımıza, âlimlerimize düşmektedir. Din görevlilerimiz camilerin önemi hakkında başta gençler olmak üzere toplumu bilgilendirmeli, bilinçlendirmeli, bir duyarlılık seferberliği başlatmalıdırlar.” diye konuştu.
“Cami merkezli bir hayat inşa edilmeli”
Din görevlilerinin halkı, genç nesilleri camilerle buluşturmak, camileri gerçek misyonlarıyla canlandırmak ve cami merkezli bir hayat inşa etmek için ellerinden geleni yapmaları gerektiğinin altını çizen Şimşek, son olarak şunları söyledi:
“Bu vesileyle cami ve mescitlerimizin toplumun ve insanlığın daha çok faydasına kullanılması için çaba gösterecek olan din ve camii görevlerimize başarılar diliyor; En güzel ve kalbi duygularla Camiler ve Din Görevlileri Haftasını tebrik ediyor, nice hayırlı hizmetlerinin olmasını yüce Allah’tan diliyoruz.” (İLKHA)