Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sosyal medyanın, bir takım oyun platformlarının gençlerimizi nasıl zehirlediğine sık sık şahit oluyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni ile Eğitim Teknolojileri AR-GE ve Kalite Zirvesi’ndeki konuşmasında, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeliyle çocuklarımızı zihni açık, ufku geniş insanlar olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5’incisi gerçekleştirilen uluslararası zirveye katılmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Akademik çalışmalarıyla tebliğleriyle tecrübe ve birikimleriyle dinleyicileri aydınlatacak tüm katılımcılara şükranlarını sunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024-2025 eğitim-öğretim yılının öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve eğitim camiamız için şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Pazartesi günü okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerimiz için düzenlediğimiz uyum programlarıyla yeni eğitim öğretim yılına başladık. Diğer öğrencilerimiz ise 9 Eylül Pazartesi günü okullarına kavuşuyorlar. Yaklaşık üç aylık yaz tatilinin ardından yüreklerinde okul heyecanı taşıyan tüm yavrularımızı sevgiyle kucaklıyor, Rabb’imden hepsine üstün başarılar niyaz ediyorum.” diye konuştu.
“6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilerimizi unutmayacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu’nun dört bir yanında, tüm il ve ilçelerde, köylerden kasabalara kadar vatanın her köşesinde maarifi yüceltmek için emek veren eğitim çalışanlarını da selamlayarak, şöyle devam etti:
“Sorumluluğu ağır bir mesleği layıkıyla sürdüren tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimizin gelişimi için gösterdikleri fedakârlıklar nedeniyle şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi iletiyorum. Üzerinde emeği ve hakkı olan kendi öğretmenlerimi de hürmetle anıyor, hayata veda edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet diliyorum. İdealleriyle yoğrulmuş, azimle çalışan her bir öğretmenimizin milletimize yaptığı hizmetlerin kıymetini kelimelerle anlatmak elbette kifayetsiz kalır. Rabb’im tüm öğretmenlerimizin yardımcısı olsun, yollarını açık etsin.”
Bir konuyu özellikle ifade etmek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizler üzerinde yaşadığımız toprakları vatan yapmak ve ebedi vatanımız olarak korumak için yaklaşık bin yıldır mücadele eden bir milletiz. Bu uğurda nice evladımızı daha ömrünün baharındayken toprağa verdik. Çanakkale’den İstiklal Harbi’mize, bölücü terörle mücadeleden en son 15 Temmuz başarısız darbe teşebbüsüne kadar istiklalimize yönelik tüm saldırıları aziz şehitlerimizin fedakârlıklarıyla püskürttük. Türkiye’yi yüceltmek ve ilelebet payidar kılma mücadelemizde canlarını ortaya koyan kesimlerden biri de öğretmenlerimizdir. Şehit öğretmenlerimizi özellikle de Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın gibi genç yaşta terör örgütlerinin hain saldırılarıyla bizden koparılan eğitim neferlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Aynı şekilde 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilerimizi de unutmayacağımızı, hatıralarını daima yaşatacağımızı bir kez daha ifade ediyorum. Rabb’im hepsinin ruhunu şad, mekânlarını cennet eylesin diyorum.”
“Türkiye Yüzyılı hedefimiz sadece bir ufuk değil aynı zamanda bu aziz vatanın her ferdinin geleceğine dair güçlü bir taahhüttür.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni eğitim yaklaşımı, teknolojik hamleler ve demokratikleşme adımlarıyla bu taahhüdü yerine getirdiklerini, eğitime yaptıkları her yatırımla hayata geçirdikleri her projeyle Türkiye Yüzyılı hedefine biraz daha yaklaştıklarını kaydetti.
Son 22 yılda Türkiye’nin eksiklerini giderme noktasında objektif bakanların hayranlık duyduğu tarihi nitelikte adımlar attıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“2002’de 367 bin olan derslik sayımız hayırseverlerimizin de katkılarıyla 2 kattan fazla arttı. Buna bağlı olarak derslik başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 36’dan 23’e, orta öğretimde 30’dan 22’ye indirdik. Böylece evlatlarımız daha kaliteli, daha ferah bir eğitim ortamına kavuştu. 2002’de 540 bin olan öğretmen sayımız 1,2 milyona yükseldi. Hükümetlerimiz döneminde 800 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Ücretsiz ders kitapları, yemek, taşıma, şartlı destekler, burslar ve pansiyon hizmetleri gibi imkânları sunarak eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdik. Son 22 yılda yaklaşık 4 milyar adet ders kitabını ücretsiz dağıttık. Özel eğitim ihtiyacı olan 1 milyon 200 bin öğrencimizin evlerinde, hastanelerde, okullarda eğitime erişimlerini sağlıyoruz.”
“500 yenilikçi sınıfı okullarımıza kazandırdık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçmeli ders havuzunu genişletilerek, insan, bilim ve toplum, din, ahlak ve değer ile kültür, sanat ve spor alanlarında yeni dersler ihdas ettiklerini ifade ederek, Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Peygamberimizin hayatı derslerinin yanı sıra geçen yıl görgü kuralları ve nezaket, aile, yapay zekâ uygulamaları, masal ve destanlar, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği, hukuk bilimine giriş ve İslam bilim tarihi gibi yeni dersler ilave ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “28 Şubat döneminde millet üzerinde baskı kurmak için yürürlüğe konan vesayetçi uygulamaları kaldırdık. Evlatlarımız arasında adaletsizliğe yol açan katsayı zulmüne ve başörtüsü yasağına son verdik.” diye konuştu.
Okulların fiziki altyapılarını geliştirirken sınıfları da en yeni teknolojik imkânlarla donattıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün 21 bin 580 okulumuzun ağ altyapısını tamamlamış bulunuyoruz. 4 bin 800 okulumuzda daha bu altyapıyı geliştirerek okullarımıza yüksek hızlı internet sağlayacağız. 12 bin 350 okulumuzu yüksek hızlı ve güvenlikli fiber internet erişimine kavuşturduk. Dijital eşitliği temin adına şu ana kadar 28 bin okulumuza kablolu internet sağladık. Öğrencilerimizin modern, interaktif ve zengin bir öğrenme ortamında ders görmeleri için 626 bin 500 dersliğimize etkileşimli tahta kurduk. Neredeyse tüm dersliklerinde etkileşimli tahta olan dünyadaki ilk ve tek ülke Türkiye’dir. İçerisinde dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar, robotik ve kodlama kitleri, üç boyutlu yazıcıların bulunduğu bilişim teknolojileri sınıflarının yanı sıra bu sene itibarıyla 500 yenilikçi sınıfı da okullarımıza kazandırdık. 2028 yılına kadar bu sayıyı 5 bin 500’e çıkarmayı hedefliyoruz. Geleceğin mühendisleri, bilim insanları ve teknoloji liderleri inşallah bu yenilikçi sınıflarda yetişecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alanda attıkları adımların uluslararası alanda da karşılığını bulduğunu belirterek, “OECD ülkeleri arasında eğitimde teknolojik altyapı sağlama konusunda üst sıralarda yer alıyoruz. PISA 2022 raporunda dijital kaynak eksikliği bildiren okulların oranı OECD ortalamasının çok altında. Dijital öğrenmeye hazır olma konusunda yüzde 91 gibi bir iyileşme oranı ile OECD ülkelerini geride bırakmış durumdayız, hamdolsun. Öğretmenlerimizin dijital cihazları eğitimde kullanabilme becerisi yüzde 88 oranında, bu da OECD ortalamasının üzerinde. İnşallah çok daha iyi yerlere geleceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi için mesleki ve teknik eğitimde yeni bir açılımı devreye alıyoruz”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in kendisinden önce yaptığı konuşmada mesleki eğitim konusunda yürüttükleri projeler hakkında detaylı bilgi verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi için mesleki ve teknik eğitimde yeni bir açılımı devreye alıyoruz. Deprem bölgesindeki çalışmalarımız az önce ifade edildiği üzere hızla devam ediyor. Öğretmenlerimizin konaklama ihtiyaçlarından öğrencilerimizin akademik kayıplarını telafi etmeye kadar her alanda yoğun çaba içindeyiz. Depremin yaralarını sarmakla kalmayacak, bölgenin eğitim altyapısını eskisinden çok daha güçlü hale getirene kadar durmayacağız.” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojinin ve dijitalleşmenin hayatın her alanına nüfuz ettiği bir dönemde olduklarını, birkaç saatlik internet kesintisinin bile neredeyse hayatın durmasına sebep olabildiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Teknolojiyle beraber bağımlılık… bütün bunlar başta olmak üzere evlatlarımızın karşı karşıya kaldığı riskler de artıyor. Sosyal medyanın, birtakım oyun platformlarının, gençlerimizi nasıl zehirlediğine maalesef sık sık şahit oluyoruz. Oyun platformları, şiddeti teşvik etme yanında aile yapımızı bozan sapkın akımların özendirilmesine de aracılık ediyor. Henüz 4-5 yaşındaki tertemiz dimağlar, oyunlar içine sinsice yerleştirilmiş LGBT propagandasına maruz kalıyor. Bu mecralar vasıtasıyla sadece şiddet, sadece sapkın akımlar değil, aynı zamanda ırkçılık da körükleniyor. Başta gençlerimiz olmak üzere insanlarımızı birlikte yaşadığı diğer fertlere karşı düşmanlaştıran ırkçı faşizm buralardan besleniyor. Şunu açık ve net söylemek isterim; Türkiye’yi ekonomik, sosyal ve güvenlik noktasında zafiyete uğratmayı amaçlayan ırkçılık tuzağının merkez üssü sanal âlemdir. Dijital dünyanın denetimsiz, kontrolsüz ve kaotik yapısı pek çok tehdidi beraberinde getirmektedir. “
“Bazı çevreler, çocuklarımızın hakkını savunmak yerine uluslararası şirketlerin çıkarlarının avukatlığını yapıyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artan risklere bağlı olarak eleştirilerin de yoğunlaştığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Dünyanın pek çok ülkesinde dijital teknolojilerle ilgili çeşitli tedbirlerin, kısıtlamaların ve düzenlemelerin devreye alındığını görüyoruz. Özellikle Batılı devletlerin kendi çıkarlarını, kendi vatandaşlarını korumak amacıyla aldığı çok sert önlemlerde dikkat ederseniz kimse özgürlükten, demokrasiden, serbest piyasa ekonomisinden bahsetmiyor. Ancak biz evlatlarımızı korumak adına benzer yollara başvurduğumuzda eleştiri oklarının hedefi oluyoruz. Geçen ay uygulamaya koyduğumuz tedbirlerde olduğu gibi hemen birileri tarafından yasakçı olmakla suçlanıyoruz. Şunu üzülerek ifade etmek durumundayım; ülkemizdeki bazı çevreler, çocuklarımızın hakkını ve hukukunu savunmak yerine uluslararası şirketlerin çıkarlarının avukatlığını yapıyor. Çocuk istismarına karşı çıkmak varken ‘özgürlük’ adı altında istemeseler de çocuklara zarar veren uygulamaları savunur pozisyona düşüyorlar. Özgürlük maskesiyle şiddetin, ahlaksızlığın, ırkçılığın, nefret suçlarının hatta istismarın meşrulaştırılması asla kabul edilemez.”
Dünyada yaşanan değişime direnmenin mümkün olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama değişimi yönetmek sağlıklı bir şekilde değişimi yönlendirmek bizim elimizdedir. Sadece iktidarın değil, üniversitelerin, okulların, en önemlisi de anne ve babaların böyle bir mesuliyeti bulunuyor. Tabii ki değişimin gereği olarak en ileri teknolojiyi çocuklarımıza sunacak, bunun altyapısını onlara sağlayacağız. Evlatlarımızın bu konuda geride kalmasına elbette müsaade etmeyeceğiz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları yaparken çocukların kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarına da fırsat vermeyeceklerini vurgulayarak, “Teknolojinin bize hükmetmesine, çocuklarımızı esir almasına izin verirsek ne kendimize ne de evlatlarımıza iyilik yapmış oluruz.” ifadelerini kullandı.
Hayattaki her şey gibi teknolojinin de insan için olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknoloji bize faydalı olduğu, hayatımızı kolaylaştırdığı ölçüde değerlidir. Şayet denge bozulur, insanla teknoloji arasındaki roller değişir, teknoloji insana hükmetmeye başlarsa işte o zaman işler çığırından çıkar. Teknolojiyi kullanmak ile bağımlısı olmak arasındaki çizgi kaybolduğunda hangi sıkıntılarla karşılaşacağımızı hepimiz çok iyi biliyoruz.” dedi.
“Hepimize sorumluluklar düşüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilgisayar ve bilgisayar oyunları ile cep telefonu yüzünden huzursuz, mutsuz olan ve öfke nöbetleri geçiren çocukların olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“Akranlarını bir tarafa bıraktım, aynı yuvayı paylaştığı ebeveyniyle, kardeşleriyle iletişim kurmakta zorlanan evlatlarımız var. Gününü bilgisayar başında, oyun başında, ekran başında geçirdiği için eğitimi aksayan gençlerimiz var. Gerçek dünya ile sanal âlem arasındaki ayrımı kaybetmiş, maalesef ikisini ayıramayan pek çok çocuğumuz var. Dijital teknolojilerle dengeli ilişki kuramadığı için sağlık problemleri, iletişim güçlükleri, ruhsal sıkıntılar yaşayan insanlarımız var. Sadece çocuklar, gençler değil her yaş grubundan vatandaşımız dijital teknolojinin getirdiği sorunlarla mücadele ediyor. Dolayısıyla olumlu yanlarıyla birlikte menfi tarafları da olan bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu noktada hepimize sorumluluklar düşüyor.”
Başta öğretmenler, anne ve babalar olmak üzere kontrollü bir kullanımı yaygınlaştırmak durumunda olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önce öğretmen ve anne babaları, ardından da çocukları bilgilendirmek ve bilinçlendirmek mecburiyetindeyiz. Teknolojiyi üreten, geliştiren ve bilinçli kullanan ama onun esiri olmayan nesle biz TEKNOFEST kuşağı diyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuklarımızın kişisel verilerinin kötüye kullanılmasını, çevrim içi ortamlarda şiddet, zorbalık, cinsel istismar gibi içeriklere maruz kalmalarını önlemek amacıyla gereken tüm yasal düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Bu konuda ailelerimizin ve öğretmenlerimizin de gereken hassasiyeti göstereceklerine, çocuklarımızın çevrim içi mahremiyetinin korunmasına dikkat edeceklerine inanıyorum. Tarih boyunca milletimiz köklerinden kopmadan, özünü muhafaza ederek dünya sahnesinde hak ettiği yere ulaşma mücadelesi vermiştir. Bugün de aynı ideal doğrultusunda emin adımlarla yürüyoruz. ‘Köklerden geleceğe’ düsturuyla geliştirdiğimiz ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ bunun en son örneğidir. Bu modelle çocuklarımızı zihni açık, ufku geniş, milli ve manevi değerlerle donanmış, bilgi ve çağın gerektirdiği becerilere sahip insanlar olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl uygulamaya konulan yeni maarif modeli ile eğitim-öğretim yılının hayırlı olmasını diledi. BÜLTEN