Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cengiz Haşimoğlu

İKİ ÂLEM İNSANI (2)

Bilinen gerçek “Madde sonludur” ilkesidir. Madde denilen gerçekliği var eden bir güç ve ortaya çıkaran bir kaynak olmalıdır. Kendiliğinden hiçbir maddi form ortaya çıkamaz. Sadece şekil kazanır, değişime uğrar, bileşenlere ayrılır, biçim değiştirir ve iç/dış etkenlerle yaşam alanlarında var olma hakkını kullanır.

Var eden ya da yok eden bir güç ve irade olmaması düşünülemez.

Maddi gerçeklik içerisinde bulunan insan birinci dünyanın aktörü olarak yaşam sürecinin bir parçası olma hakkını kullanır. İnsana düşen sorumluluk iki dünya arasında kurması gereken köprüleri inşa etmektir.

Formel yani varlık âlemi dediğimiz maddi dünya, sonu olan bir zaman diliminin sonu olan değişimleriyle varılacak noktaya yolculuk etmekte. Öte dünya diye tabir edilen asıl dünyaya/âleme varma konusundaki çabasının karşılığında ebedi hayata kavuşması kaçınılmaz bir sonuç olacaktır.

“Sonlu olandan sonsuz olana varmak” insan mefhumunun kaderidir.

Kabul etmek/etmemek ya da inanmak/inanmamak ayrımının pek bir anlam ifade etmediği bir gerçekliğin değişmez yolcusu olan insan, milyarlarca yıllık geçmiş tarihinde yaşayan ve ölümü tadan varlıkların gittiği yere varmaya mecbur.

Tüm insanların bilincinde veya var olma fıtratında olduğu gibi yaşama koşullarının özünde sonsuza kadar hayat sürdürme arzusu ve dürtüsü vardır. Bu arzu ve var olma, yaşama isteği sayesinde sadece şu an içerisinde bulunduğu zaman/mekân sürecine yönelik çabalar sarf etmesi kadar öte dünya veya ahiret yaşamına da inanarak hazırlık yapması gerekmekte.

Sonsuz hayata geçme derdinde olan ve ebedi yaşamı tercih eden insan aslında dengeli olmayı ve iki taraflı düşünmeyi de becermiş olur. Sorumluluklarını veya yapması gerekenleri fark edenler, her iki dünyanın manasını gören gözlerle kendilerine bir hikmet ve mana yükleme becerisi gösterir.

Akıl ve düşünme yeteneğinin kullanıldığı ortamlarda her iki dünya arasında kurulan köprülerin değer yarattığını gören insan, hayatları inşa etme konusunda tek varlık ve canlı olduğunun bilincini kazanır.

Diğer bir ifade ile doğum mucizesi ile dünya yaşamına katılmak,âlemler arası geçişin ilk adımı olmakta. Ölüm ile birlikte dünya boyutunda son bulan yaşamın adı olan ölüm, ahiret yaşamının başlangıcı olmakta. Yani bitmek/tükenmek ya da sonsuz olarak yok olmak diye bir şey söz konu söz değil.

İlginç olan nokta, her türlü maddi gerçeklik ve her türlü ispatlı varlık bilincine rağmen insanda hata yapma lüksünün sona ermemesi. İnsanın kendisine bir anlam vermekte sıkıntı yaşaması;Kendisini bekleyen sonsuz bir hayat sürecinin kazanımlarını edinmekte engeller yaratması.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER