LGS tercih döneminin başlamasıyla beraber Psikolojik Danışman ve Rehberlik Öğretmeni Sinan Kılıç, öğrenci ve velilerin izlemesi gereken metotlar hakkında tavsiye ve hatırlatmalarda bulundu.
LGS kapsamındaki merkezi sınavla öğrenci alacak okulların bu yılki kontenjanları ile geçen seneki yüzdelik dilimleri, E-Okul sistemi üzerinden açıklandı.
Tercih yaparken öğrenciler ve veliler hangi yolu izlemeli, süreci nasıl değerlendirmeli, ebeveynlerin yaklaşımı gibi konularda önemli öneri ve tavsiyelerde bulunan bahseden Psikolojik Danışman ve Rehberlik Öğretmeni Sinan Kılıç, tercih sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çekti.
Tercih sürecinde karşılaşılan aile profillerinden bahseden Kılıç, “Sonuçların açıklanmasıyla beraber tercih sürecindeyiz. Bu yüzden ilk olarak ele alınması gereken husus, ebeveynlerin tutumlarıdır. Aşırı baskıcı, koruyucu, hoşgörülü ve istişareyle alınan kararların uygulandığı çeşitli aile grupları var.” dedi.
“En olumlu ve ılımlı aile grubu kararların istişare ile yapıldığı aile ortamıdır”
Kılıç, “Aşırı baskıcı veli tiplerinden dolayı çocuklar kendi görüş ve düşüncelerini ifade edemiyor. Aşırı koruyucu velilerde ise çocuk, tercih sürecinde dışarıda tutuluyor, görüşlerine itimat edilmiyor, daha çok anne-babanın görüşleri ön plana çıkıyor. Hoşgörülü ailelerin tutumunda da tüm sorumluluk çocuğa bırakılıyor, böyle olduğu zaman da çocuk sağlıklı bir karar veremiyor.” diye konuştu.
Dördüncü aile grubunun en olumlu ve ılımlı olan aile grubu olduğunu hem ebeveynin hem de çocuğun aldığı kararların istişare ederek yapıldığını ifade eden Kılıç, “Bu durumda çocuk kendini ifade edebiliyor. Anne ve baba sorumluluğu çocuğa bırakmadığı zaman, çocuğun ergenlik çağında vermiş olduğu anlık kararları da anne ve baba frenleyebiliyor.” dedi.
“El zanaatında başarılı olan öğrencilerin durumları kesinlikle göz ardı edilmemeli”
“Dördüncü aile grubumuzu ele aldığımızdan dolayı çocuğun ilgi, yetenek ve başarı alanına yöneleceğiz.” diyerek sözel-sayısal alanlarda veya el zanaatında başarılı olan öğrencilerin durumlarının da kesinlikle göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eden Kılıç, şu ifadelere yer verdi:
“İkinci basamağımız durum tanımlama dediğimiz, çocuğun Liseye Geçiş Sınavı (LGS)ve Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP)’de aldığı puanıyla beraber adrese dayalı liselerin puanını baz almaktır. İlgi ve yeteneklere yönelik spor ve sanat liselerimiz, eleme sürecini geçtikten sonra öğrencilerimizin başvurabildiği liselerdir. Özel programlı okullar, imam-hatip liseleri, normal Anadolu liseleri ve mesleki eğitim merkezlerinden ayrı olarak meslek-teknik Anadolu liseleri var.”
Çocukların ilgi ve yeteneklerinin göz ardı edilmemesinin gerekliliğine vurgu yapan Kılıç, “İlgi ve yetenekleri doğrultusunda tercihlerini yapmalıyız. Çocuğun hoşnut olmadığı bir mesleği yapması hem topluma hem çocuğa büyük bir zül olur.” değerlendirmelerinde bulundu.
Tercih süreci takvimi hakkında bilgi aktaran Kılıç, “Tercihler 17 Temmuz’a kadar devam edecek. Bir aksilik olmaması durumunda 22 Temmuz’da ilk başvuruların ilanı gözüküyor. 22-26 Temmuz arası birinci nakil başvuruları başlıyor. 29 Temmuz’da ise birinci nakil başvurularının sonuçları açıklanıyor. 29 Temmuz- 02 Ağustos arası ise ikinci nakil başvuruları başlıyor. 5 Ağustos’ta ise sonuçlar açıklanıyor.” şeklinde konuştu.
“Adrese dayalı OBP puanlı başvuru yapmadan merkezi tercih yerleştirme sistemi açılmaz”
Bu süreçte herhangi bir liseye yerleşemeyen öğrencilerin, il ve ilçenin hazırlamış olduğu komisyonlarca liselere yerleştirildiklerini belirten Kılıç, “Eğer hiçbir şekilde yerleşemeyen öğrenci varsa açık öğretim liselerinden devam edebilmektedirler. Başvuruların içeriğinde, merkezi yerleştirmeyle başvurular var. Adrese dayalı yani OBP ile yerleştirmeler ve bir de pansiyonlu okulların başvuruları var. Adrese dayalı OBP puanlı başvuru yapmadan merkezi tercih yerleştirme sistemi açılmaz. O yüzden mutlaka öğrencinin evine yakın okullardan en az 1’ini tercih etmesi lazım ki LGS puanıyla girilebilen okullara başvuru yapılabilsin. Bu zorunlu bir başvuru. Adrese dayalı yerleşimlerde 5 okul tercihi verebiliyorlar. Bunun 3 tanesi aynı gruplandırma içerisinde olması lazım.” ifadelerini kullandı.
“Yerleşmede öncelik merkezi sınav puanı”
Kılıç, “Kayıt alanı içerisi dediğimiz ‘Yeşil butona’ başvurabiliyorlar. ‘Mavi buton’ komşu alan, ‘Kırmızı buton’ ise tamamen kendi kayıtları dışındaki yerleri göstermektedir. Bu süreçten sonra merkezi sınav puanıyla alım yapan liseleri tercih edebilirler. Burada da zaten en fazla 10 tane tercih verebiliyorlar. Yerleşmede öncelik merkezi sınav puanı tabii bunun için tercihler içerisinde puanın yettiği okullar bulunmalıdır. Bunların dışında üçüncü tercih ekranımız ‘Pansiyonlu okullar.’ Pansiyonlu okullar dışında kendi kayıt alanı dışındaki okullar açıklanmaz. Pansiyon demek zaten kendi alanı dışındaki okullara yerleşmesi ve oraya adeta misafir öğrenci olarak gitmesi demektir.” açıklamalarına yer verdi.
“Öğrencinin tercihleri arasındaki makası çok açmaması lazım”
“Öğrencilerin kendi puanlarını baz alarak gerçekçi bir başvuru yapmalarının daha doğru bir tercih yöntemi olduğuna değinen Kılıç, “Öğrencinin tercihleri arasındaki makası çok açmaması lazım. Yüzdelik oranı baz alınarak yapılan bir tercih. Sınav puanı gerçekçi ortalamayı vermez, ülke geneli yüzdelik dilimine bakılmalıdır. Çocuğun kendi puanından çok yüksek liselere başvurması bir şey kazandırmaz.” diye ifade etti. (İLKHA)