Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sosyal normlara uymakta zorluk yaşayan kişiler eğer sosyal normlarla kavga ederlerse, karşı çıkarlarsa antisosyal oluyorlar, ama sosyal normlardan kaçınırlarsa asosyal oluyorlar.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, asosyal yaşam ve zorlukları konusunu değerlendirdi.
“Asosyal ve anti sosyal tamamen farklı anlamlar. Asosyallik, kişinin sosyalliği reddetmesi yahut da isteyerek ya da istemeyerek yalnız kalmasıdır. Antisosyal ise sosyal normlara karşı olmak, suç yatkın olmak, eskiden psikopat denilen davranış.” diyen Prof. Dr. Tarhan, “İki türlü antisosyal var, birisi o kendine jilet atan, devamlı cezaevine 10-15 defa girip çıkan, hırsızlık, her türlü gasp sabıkaları olan antisosyaller. Bunlar bilinenler. Bir de gizli antisosyaller var, ‘kravatlı antisosyaller’… Bunlar nitelikli dolandırıcıdırlar. İnsanları aldatırlar, rahatsız olmazlar, vicdan azabı çekmezler, pişmanlık hissetmezler. Asosyallik, aktif yalnızlık olarak da bilinir. Aktif yalnızlıkla mutludur, şikâyeti yoktur.” şeklinde konuştu.
“İLERİ YAŞTA DA DEVAMLI KOYU RENK GÖZLÜK TAKAN KİŞİLERE BAKIYORSUNUZ, ÇOĞU SOSYAL FOBİK”
Akran zorbalığına maruz kalıp istemediği halde yalnız kalan çocukların bir müddet sonra kenarda durduğunu aktaran Prof. Dr. Tarhan, “Sosyal becerisi, duygusal becerisi zayıf olduğu için yalnız kalan çocuklar bunlar. Onlarda korku yoktur, dış nedene bağlı yalnızlaşma vardır. Bazı çocuklar da korku vardır, sosyal korkular. Topluma girdiği zaman hata yaparım, mahcup olurum, benim de dalga geçerler, alay ederler diye… Böyle alıngan oldukları için girmemeyi tercih ederler ama aslında girmek isterler. Bu sosyal kaygıyla göz teması kurmak istemezler. İleri yaşta da devamlı koyu renk gözlük takan kişilere bakıyorsunuz, çoğu sosyal fobiktir. Göz teması kurmak istemezler o kişiler. Sosyal fobikler hata yapma korkusu olduğu için çok çalışırlar, mükemmeliyetçilerdir. Bu kişilerde zihinsel ketlenme olur. Bloke olurlar. Sınav kaygısı, performans kaygısı olur. Bunu yönetemez ise de yalnızlığa doğru itilir.” dedi.
“DOĞU BİLGELİĞİNİN ÇOK ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİNDEN BİRİ…”
Seçilmiş yalnızlıkların da var olduğunu ileri yaşlardaki bazı kişilerin yalnızlığı seçtiğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Çünkü kendi iç dünyasını keşfetmekle, iç dünyasında yolculuk yapmakla, kendini tanımakla, arzu ve dürtüleri yönetmekle o kadar meşguldür ki… Bundan haz alır ve hiç dış dünyaya ihtiyaç hissetmez. Bu kişiler genellikle bilgeleşiyor. İnsanlar bana gelsin diye uğraşmazlar ama insanlar onlara gelir. Bu kişilerde birisiyle karşılaştıkları zaman onun neye ihtiyacı olduğunu hissedebilir ve söyleyebilir. Doğu bilgeliğinin çok önemli özelliklerinden biridir bu. Yunus Emre’ler, Mevlana’lar bunun örnekleridir.” diye konuştu.
“KİŞİ GENETİK OLARAK OTİSTİK EYLEMİ OLMADIĞI HALDE OTİSTİK BİR YAŞAMA GİRİYOR”
Prof. Dr. Tarhan, 2018 yılında BBC ile Manchester City Üniversitesi’nin yalnızlık üzerine yaptığı çalışmaya işaret ederek, o çalışmayla bağlantı olarak İngiltere’de Yalnızlık Bakanlığı kurulduğunu kaydederek, “75 yaş üzerindeki kişilerden yüzde 27’si ‘ben çok yalnızım’ diyor. 16-24 yaş arasındaki kişiler de ‘çok yalnızım’ diyenler yüzde 40 oranında çıkıyor. Bu çok ciddi bir tehdit oluşturuyor. Sosyal medyanın çok büyük rolü var. Sanal ortamın sosyal olduğunu zannediyor kişi, kendisine sahte bir gerçeklik oluşturuyor, orada yalnızlığını gideriyor gibi oluyor ama beynini sadece hayal kurmakla ilgili alanlarda kullanıyor. Fiziksel temasla ilgili, kimliğini değiştirmeden insanlara ilişki kurabilme, bütün bu becerilerle ilgili nöral gelişim olmuyor. Buna da öğrenilmiş otizm deniyor. Kendi dünyaları vardır, orada yaşarlar, bazıları mutludur. Otistik bir yalnızlık vardır. Kazanılmış otizm. Kişi genetik olarak otistik eylemi olmadığı halde otistik bir yaşama giriyor. Sadece bilgisayarla ilgileniyor, mutlu olamıyor. Karşı cinsle ilişki kuramıyor. Böyle bir yaşam biçimi oluşuyor.” dedi.
“İNSANLAR SOSYAL NORMLARA UYUM SAĞLAMA KONUSUNDA BECERİLERİNİ GELİŞTİRMEK ZORUNDA”
Dünya Sağlık Örgütünün yalnızlığı küresel tehdit olarak ilan ettiğini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Sosyal normlara uymakta zorluk yaşayan kişiler eğer sosyal normlarla kavga ederlerse, karşı çıkarlarsa antisosyal oluyorlar, ama sosyal normlardan kaçınırlarsa asosyal oluyorlar. İnsanoğlu sosyal normlarla ilişkileri olan varlık olduğu için sosyal normlara uyum sağlama konusunda becerilerini geliştirmek zorunda.” diye konuştu. İlkha