Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

24 TEMMUZ BASIN BAYRAMI

Her yıl 24 Temmuz’da Basın ve Gazetecilik Bayramı kutlanıyor. Peki, sanıyor musunuz ki gerçekten basın çalışanlarının bu bayramlarından haberi var, ya da o günü bayram olarak görüyorlar mı, hiç sanmıyorum. Benim gibi birçoğu işten başını kaldıramıyor ve özel günlerden haberi bile olmuyor. Basın bayramını kurum kuruluş temsilcilerinin bize yolladığı kutlama mesajlarıyla bayram olduğunu anlıyoruz. Bayramı bayram olarak yaşıyor muyuz hayır. Yine çalışmaya devam ediyoruz ne bir tatil, nede ekstra bir ücret alabiliyoruz. İşimize bakalım işimizi yapmaya devam edelim. Sadece Batman’da değil Türkiye genelinde gazetecilik mesleğinin yok olduğu kanaatindeyim. Kime bakarsanız bakın yazdığı bir yazıda muhakkak bir çıkar, birilerine yaranma amaçlı yazılar yazılıyor. Hangi köşe yazarı kamu yararına bir şeyler yazıyor. Hep kendi çıkarını ya da başkaları tarafından doldurulmuş zehir zemberek yazılar yazılıyor. Kentimizdeki yerel gazetelerde çalışan birçok arkadaşımız basının görevinden haberleri bile yok. Gazeteciliğin ne olduğunu bile bilmeden gazetecilik yapmaya çalışıyor. Peki bu şekilde bir gazeteci ne kadar verimli olabilir.  Bu arkadaşların ne kendilerine nede insanlığa bir faydaları olmaz. Basının görevli genelde şu şekilde sıralanıyor.  1. Anlamlı 1 çerçeve içinde, günün olaylarını doğru, bütün ve mantıki 1 şekilde sunma. 2. Kanaat ve eleştirilerin değiş tokuş edildiği 1 forum olma. 3. Toplum içindeki grupların kanaatlerini ve tavırlarını birbirlerine duyurabilecekleri 1 vasıta olma. 4. Toplumun amaçlarını ve değerlerini sunma ve açıklama yöntemi olma. 5. Yansıttığı veri, fikir ve his akımlarıyla toplumun bütün üyelerine erişebilme. Çağdaş basın gibi 1 kitle kontak aracının görevi, doğru ve bütün haber verme yanında kamu tartışmalarının ortak taşıyıcısı olmaktır. Soruyorum size hangimiz bu görevi yerine getiriyoruz, hiç birimiz bunu yapmıyoruz. İnanıyorum ki bu görevleri yerine getirebilsek kamu yararını gözetmiş olacağız. Bu konuda, Amerikan Basın Özgürlüğü Komisyonu Raporunda yer alan ifadeleri de sizinle paylaşmak istiyorum Raporda şöyle deniliyor.

“Özgür 1 toplumun gereği, doğuş koşullarından dolayı 1 fikrin kösteklenmemesidir. Basın, herkesin fikirlerini yayımlayamaz ve bu beklenmez. Ama dev basın birimleri, tarafsız haber vermenin 1 gereği bir şekilde ve taraf tutma işlevlerinden ayrı bir şekilde, kendi kanaatlerine aykırı olan fikirlerin yayımlanması görevini yüklenebilirler ve yüklenmelidirler. Bir toplumdaki her kritik görüşler ve çıkarlar, kitle haberleşme araçları tarafından temsil edilmelidir. Bu görüşlere ve çıkarlara sahip olanlar, kendi gazeteleri ve radyo istasyonları aracılığıyla vatandaşlara, bunları duyurma gücüne sahip olmayabilirler. Lazım yatırım yapabilseler dahi, bu kimselerin yayınlarının, taraftarları dışındaki gruplar tarafından okunacağına veya programlarının duyurulacağına değin güvenceleri olamaz. İdeal düzen, kendi görüşlerini sunan kitle kontak araçlarının, eşdeğer zamanda diğeri görüşlere de mekân vermeleridir. Onların adilliğini denetlemek ve kritik olayların saf dışı bırakılmasını kısmen engelleyebilmek sebebiyle, taraf tutan hususi araçların önemli önemi bulunur. Böyle 1 düzenin yokluğunda, toplumda kısmen dışlanmış gruplar, dışlanmaya sürek edeceklerdir. Görüşleri karşılıksız kalan grupların bu görüşleri, önyargılara dönüşecektir. Beklenen, kitle kontak araçlarının toplumdaki her gruplara ulaşmaları ve onların birbirlerini anlamalarına aracı olmalarıdır.” Gayet açıklayıcı yorumu siz okuyucularıma bırakıyorum kalın sağlıcakla….

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER