YÜKSEK SUÇ ORANI (2) - Batman Pusula Gazetesi
Öğle Vakti a 13:03
Batman KAPALI 22°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

YÜKSEK SUÇ ORANI (2)

yüksek suç orani (2)
0

BEĞENDİM

Haber: Cengiz Haşimoğlu

Spread the love

Biz geleceği de kontrol edemeyiz. Gelecek kurusu kurmak veya geleceği şekillendirmeye çalışmak zor ve imkânsızdır. Çünkü “Su akar, yolunu bulur” demekten öteye gidemiyoruz.

Başkalarının bakış açılarını etkileyerek değiştirmek ayrı bir zorluktur. Zira insanlar kendilerine doğru geleni yaşamaya ve kendi bakış açılarına uydun seçenekleri hayatlarına aktararak yaşama derdindedir.

Özellikle başkalarının bizim hakkımızdaki düşüncelerini kontrol edebilmek gibi bir gerçeklik hem olanaksız hem de sınırlarımız ötesi bir tablo olarak kontrolümüz dışındaki unsurları karşımıza koyar.

Suç olgusu bu iki yönümüzün ikisini de yakından ilgilendiren bir açılıma sahiptir. Suç hem bizim kontrolümüzde olan hem de kontrolümüz dışındakileri yakından ilgilendiren olaylar örgüsünü kapsar.

Tanımı yapılacak olursa Suç kavramının şöyle bir açılımı yapılabilir: Kanunlar ve belirlenen yasalar çerçevesinde insana, topluma, canlıya, eşyaya, doğaya, düşünce ve duygulara zarar verici tüm etkenlerin genel ifadesidir. Yani yanlış ve zararlı olduğundan dolayı yasaklanan ve cezalandırılması gereken eylemleri ifade eder.

Suç olgusunun farklı boyutları vardır. Ortaya çıkması muhtemel durumlar fazla olsa da her suç olayı ceza ile karşılık bulmayabiliyor. Yani suç olayının her zaman ceza ile karşılık bulması imkânsız iken birçok olayın gizli kaldığı veya suç işleyenlerin bulunamaması nedeniyle mağduriyetlerin arttığı görülebiliyor.

Bu açıdan suç olgusunu iki kategoride değerlendirmek gerekiyor. Adli suçlar itibariyle tespit edilip yargı organları tarafından ceza müeyyidesi ile cezalandırılan suç unsurlarının yanı sıra adli organlara yansımadan toplumsal/kültürel yaptırımlarla engellenen olaylar şeklinde sınıflandırılabilir.

Resmi tedbir ve cezalar kadar kültürel, sosyal, geleneksel ve dini anlayışlar da her türlü suç unsurunun son bulmasında ya da ortaya çıkmasında engelleyici vazife görür.

En büyük sıkıntı hukuki anlamda bir eylemin veya girişimin suç sayılabilmesi için ispatlanması şartıdır. Çünkü ispat ve delil yoksa yasal manada her hangi bir müeyyide uygulanması söz konusu değildir.

Günümüz dünyasında yaşanan olayların çoğu bu mantık üzerinden gidildiğinde mağdur insan sayısını çoğaltan örnekleri önümüze sermekte. Şüphe ve ispat edememe gibi etkenler nedeniyle çoğu defa suçlular ve sanıklar aklanma sonucuyla işten sıyrılabilmekte.

Yine sıkıntılı bir durum itibariyle dile getirilmesi gereken nokta “Teşebbüs” kavramının son zamanlarda fazlasıyla kullanılmaya başlanmasıdır. Suça yönelik eylemlerin artması ve zarar verici yıkımların ortaya çıkması için girişimlerde bulunulması halidir.

Teşebbüs kavramına bir de “Kasıt” unsurunun eklenmesiyle ortaya çıkan olayların yoğunluğu bazı şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyor. Kadın cinayetleri, kavga ve çatışmaların sonucunda yaşanan ölüm ve yaralanmalar, çocuk istismarı, aile içi şiddet, etnik veya dini çatışmalar gibi temeli suç olgusuna dayanan tüm eylem/girişimlerin özünde kontrol mekanizmalarının eksikliği ve yetersizliği yatmaktadır.

Kontrol mekanizmaları sadece kolluk kuvvetlerinin varlığı anlamına gelmiyor.

İnanç, kültür, değer, dayanışma ve birliktelik ruhu, normlar, resmi ve yazısız kurallar bütünü gibi insan hayatını düzenleyen tüm unsurlarda ortaya çıkan zayıflık nedeniyle çareyi devlet gücü ve emniyet/asker alternatifinde aramaya çalışmak doğru değil. Sosyal Kontrol ve Toplumsal Denetim ancak insanların iradelerini ve kalplerini işin içerisine katarak sağlanma başarısı gösterir.

İnsanların suç unsuruna teşebbüs ihtimalini ortadan kaldırmanın yolunu bireysel iradeler üzerinden yürütmenin çaremiz olduğu unutulmalı. Demir kafesler ve zindanların sayısını artırmak ve yargı gücünü ön plana alma alternatifi her zaman için kenarda durması gereken bir seçenek olmalı. Asıl kullanılması gereken yol birey olarak irademizle suç unsurlarını hayatımızın bir parçası olmaktan çıkarmanın ruhsal ve zihinsel donanımlarını edinmektir.

Suça teşebbüs oranın artış gösterdiği günümüz yaşam koşullarının inanç sistemlerinden ve ahlaki değerlerden kopuk olmayla alakalı olduğu bir köşeye not edilerek, evrensel ilkeler açısından insanın zararına yönelik her türlü ihtimalin ortaya çıkmasına engel olunmalıdır.

Biliyoruz ki suç kavramı veya olgusu insanın var oluşu kadar eskidir. İnsanlık Hatası olan suç unsurları biliyoruz ki insanın neden olduğu durumlardan doğar. Çünkü dünyanın tüm bölgelerinde ve coğrafyalarında suç eylemleri ortak özellik gösterir ve zarar doğuran tüm eylemler suç diye tabir edilerek karşılığını ceza kavramında bulur. Bu ceza da ya sistemsel devlet gücü tarafından ya da kültürel/geleneksel anlayışlar üzerinden ayıplanma/dışlama yoluyla yerine getirilir.

İşlenen suç unsurlarına dikkat edin: Cinayetler ve ölümler, soygunlar ve dolandırıcılık, hırsızlık ve çalma, çiğnenen kanunlar sonucu yapılan sahtekârlıklar, uyuşturucu ve fuhuş, organ ticareti, mafya ve örgütlü oluşumlar vb. diye sıralanabilen eylem ve planların yarattığı yıkımların ortaya koyduğu manzara…

Aklımıza takılan soru ise şu: Kendimizi, toplumu ve dünyamızı daha güvenli hale getirmek için ne yapılmalı veya hangi planlar tasarlanmalı?

Zor bir soru!

Ama çözümü de kolay denecek bir açılıma sahip: Gerekli yasal düzenlemelerle cezai uygulamaları gerçekleştirmek için hukuki alt yapıyı oluşturmak!

Diğeri de dini, ahlaki ve kültürel alt yapı adına eğitim başta olmak üzere aileden başlayan bir bilinç politikası gütmek!

Bunlara ek olarak insan psikolojisinin alınan tedbirlere uyumu konusunda duada bulunmak!

Zira insanların düşünsel ve duygusal dünyalarına etki etmenin yolu kalplerine ve iradelerine dokunmanın başarısını göstermekten geçiyor. İstemeden olmaz ve suç unsurlarını ortadan kaldırmanın kararlılığını göstermeden ideal sistemleri yaratmanın mümkün olmadığını görmek gerekiyor.

İdealizm bir yere kadar…

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

YÜKSEK SUÇ ORANI (1)

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.