Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

SOSYAL ÇEVRE VE BİLİNÇ(1)

Modern hayat insanı yalnızlığa itiyor.

Topluluk bilinciyle bir arada yaşama ve iletişim gibi önemli bir kanal aracılığıyla diğer insanlarla ortak paylaşımlarda bulunma ihtiyacı son yüzyılda yok olma tehlikesi taşıyor.

Çünkü insan kendini artık diğerine muhtaç görmüyor. Ya da paylaşma hissini duyumsamadan içine kapanma yolunu seçerek “kendine yetme” seçeneğini kullanmaya çalışıyor.

“Sosyal bir varlık olma” ile “toplumsal bilinç” arasında yarattığı uçurumlar sayesinde yabancılaşmanın/bireyselleşmenin kaçınılmaz sonuçlarına katlanmak zorunda kalınıyor.

Olması gereken bu mu?

Kalabalıktan kaçınma adına sosyal çevreden, etkinliklerden ve toplumsal ilişkilerden uzaklaşmak ve yalnızlık zindanına gömülmek insanı nereye götürür?

Hayati soru şu: İnsan yalnızlığa ve bireyselleşmeye neden ihtiyaç duyar?

Teknolojik gelişmeler, makinelere olan bağımlılık, çıkarlar/menfaatlerin ağır basması, aile yapısının bozulması, toplumsal değerlerin yok olması gibi etmenler buna yol açıyor olabilir. Ama sadece maddi ihtiyaçlar yok. Manevi açlık ve duygusal tatmin olma ihtiyacı insanı doyurma konusunda ana duraklardır.

Kültür ve sosyal ilişkiler başta olmak üzere eğitim, inançlar, gelenek ve değerler, bir arada yaşamanın oluşturduğu yaşam alanlarındaki insan topluluğunun tüm donanımları Sosyal Çevre diye ifade ederiz.

Sosyal çevre bu yüzden önemlidir. İnsan bilincinin dış dünyaya açılma ihtiyacı bu yüzden ağır basar. Aitlik duygusu ile bir şeylere bağlanma dürtüsünün yarattığı inanç duygusu sayesinde insan tatmin olabilir.

Makineye veya teknolojik araçlara bağımlılık değil; İnanca, değerlere, bilinçli paylaşımlara, iletişime, diğerinin varlığına bağımlılık olmalıdır.

Yalnızlık ve bireysellik itibariyle “insanın toplumdan ve topluluk yaşamından uzaklaşması ne tür sonuçlar doğurur?” sorgulamasında, modern zamanların ve dönemlerin önümüze serdiği hayat şeklini seçmek birçok şeyin yok olacağını gösteriyor.

İhtiyaçların karşılanması ve bireysel hayat şartlarını sürdürmeye çalışmak insan için kaçınılmaz bir yaşam şekli. Ama sosyalleşme, değişim ve gelişim, eğitim, meslek edinme, aile kurma, neslin devamı, ortak ihtiyaçların giderilmesi, manevi değerlerin varlığı, inanç paylaşımı gibi hayati konuların eksikliği insanda büyük bunalımlar ve hayattan kopuşlar yaratabilir.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER