Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Batman Pusula

ÇOCUK KAÇIRMA OLAYLARI

Nedenler kadere bağlanmaya çalışılsa da sonuç, bahane bulmaktan öteye gitmiyor. Suçlu bulma psikolojisi ile ortaya çıkan olaylar örgüsü değişken sebeplere oturtulsa da olayların özünde tek neden olduğu unutulup, aslında suç kaynağının kişilerden kaynaklandığı görmezlikten geliniyor.

Kendini haklı konuma koyma çabasından vaz geçmeyen insan, hala ortaya çıkan yıkıcı ve iğrenç manzaraların temelinde iradeli seçimlerin olduğunu fark etmiyor.

Neden çocuklar?

Güçsüz olması, karşı koyamaması, kolay kandırılması, ortadan kaldırmanın zor olmaması gibi sebepler istismar konusunda çocukları potansiyel bir kaynak haline getiriyor.

Ne kaynağı mı?

Organ mafyaları için korkunç rakamların döndüğü sektörün baş edilemeyen tedarikçileri olmalarından dolayı kaçırılmaların büyük oranı bu nedene dayanmakta. Daha fazla kaçırılma ve öldürülme oranına sahip olan diğer etken ise cinsel içerikli tecavüzler ve sonucunda kendini kurtarmaya çalışan maktulün çocuğu katletmesi…

Daha alt seviyelerde kıskançlık ve çekememezlik duygularının ağır basmasından kaynaklanan yakın çevre ve akraba elemanlarının gerçekleştirildiği kaçırma olayları…

Bir de az oranda da olsa fidye karşılığı çocukların kaçırılma sebepleri aşağılık olayların önümüze serilmesinde nedenler zincirini oluşturuyor.

Ülkemizde cinsel kaynaklı olayların fazlalığı doğrusu bazı etmenleri sorgulamamız ve toplumsal dokuda tahribat yaratan virüslerin tespitinde kafa yormamız gerektiğini gösteriyor. Çünkü olaylar bırakın iğrenç boyutlar taşımayı, bir canlının hatta ve hatta bir hayvanın bile gerçekleştireceği şeyler değil…

Kendi çocuğumuzun kaçırıldığını, tecavüz edildiğini, yetmezmiş gibi öldürüldüğünü, ama kafası kesilerek katledildiğini düşünmek bile insanlık dışı dürtülerin ortaya çıkmasında aciz halimizi işaret ediyor.

Ağzımıza sakız olan İDAM söylemlerine girme tenezzülünde bulunmak bile istemiyorum. Olması zorunlu, ama daha basit bir yöntemi uygulamak daha kolay! Yakalanan şahıs veya maktulün şöyle iki-üç dakikalığına polisin elinden kurtulması ve orda bulunan halkın eline düşmesi ne güzel olurdu!

Devletin sıcak kucağına güvenen sapık-aşağılık maktuller, halkın soğuk nefesini ensesinde hissettiğinde bir daha yapabilecek mi acaba?

Bir ceza olmalı ve yasal dayanaklar yeterli değil bu konuda… Halk vicdanı ve birkaç bariz ceza olayının olayları yarı yarıya düşüreceği kesin.

İlimizde bu tür olayların, geçmişte ender olarak rastlansa da pek meydana gelmemiş olması, bundan sonra olmayacağı anlamına gelmiyor. Dikkat ve kontrol önemli! Zira çocukların kendi haline serbest bırakılması veya kendi haklarından geleceği düşüncesiyle hareket edilmesi sorun yaratıyor.

Ne gibi tedbirler alınabilir?

Öncelikle yabancı kişilerle konuşulmaması ve yabancı ortamlara, evlere, sokaklara gidilmemesi çocuklara öğretilmesi gerekiyor. Sadece yabancı değil, komşu, akraba ve tanıdık ortamlara bile anne-baba iradesi dışında gidilmemesi söylenmeli. Özellikle yiyecek ve içecek şeyler için birilerinin peşine takılmamaları için yasaklamalar getirilmeli.

Çocuğun kendi bilgileri yanında anne-baba bilgilerini, ev adresini bilmesi veya yanında taşıması sağlıklı olur. Özellikle polis noktaları, hastane veya karakolların yardım edilecek yerler olduğu öğretilebilir.

Çocukların emanet edildiği kişilerin güvenilir olduğuna dikkat etmenin yanında, kötü bir durum ortaya çıktığında bağırması gerektiğini söylemek lazım. Evde tek olduklarında kimseye kapıyı açmamaları, evde birileri olduğunda kapı açmayı büyüklere bırakmayı anlatmak şart…

Özellikle ev dışında oyun oynarken ve bahçeyi kullanırken çocuğu takip etmek annelerin önemli bir görevi olmakta. Akşam saatlerinde, gece geç saatlere kadar kız veya erke çocuğun oyun için dışarı gönderilmesini hala anlayabilmiş değilim.

Evde sakin ortamda dinlenme adına çocukların dışarı salınması doğru değil! Olay kişinin başına bir defa, ama yıkıcı olarak son kez gelir. Öncesi tedbirlerin alınmaması ölümleri ve sarsıcı yıkımları yaşatmakta…

Emanet durumunda olan çocukların canları ve bedenlerinin sorumluluğumuzun önemli bir parçası olduğu unutulmadan gereken ahlaki ve eğitici bilinçleri vermenin hassasiyetini duyumsamamız gerekiyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER