ÜNİVERSİTE VE LİSE YERLEŞTİRME SINAVLARI

Örgün eğitim sonrası Yüksek Öğretim kademesinde yıl bazında milyonları ilgilendiren üniversite yerleşim sistemi elemeleri kapsamında, yine bir sınav heyecanı ve yine yoğun hazırlık dönemlerinin maratona dönen yarış mantığını yeni sonuçlandırdık.

Öncelikle sınav mantığı ülkemizin asla vazgeçemediği bir gerçeklik olarak önümüzde duruyor. Sadece üniversite yerleşim sisteminin ilk ayağı olan TYT (Temel Yeterlilik Testi) sınavına 2.322.421 aday başvurup, 30 Haziran’ da katılım sağladı.

Üniversite yerleşim sisteminin ikinci ayağı olan AYT (Alan Yeterlilik Testi) sınavına da 1 Temmuz itibariyle 1.982.669 aday yaptığı başvuru sonucunda girdi. Yani ülke koşulları, eğitim ve Yüksek Öğretim için bile olsa eleme noktasında belli bir sınav mantığının varlığını zorunlu kılıyor.

Bir de Üniversite gerçekliği ülkemizde uzmanlaşma, kişisel gelişim, akademik kariyer ve kültürel seviyeyi geliştirme dışında, gelecek kurgusu ve meslek edinme yoluyla iş sahibi olma manası taşıdığından yarış mantığının daha küçük yaşlardan itibaren zihinlere yerleşmesine yol açılmakta.

Kısaca belirtmek gerekirse: Öğrencilerin okul hayatının ilk yılları, son yıllarda eğitim politikası haline geldiği şekli ile daha Anaokulunda başlamakta. 5 yaş itibariyle 1-2 yıllık Anaokulu eğitimi sonrası, 4 yıllık İlkokul kademesinde eğitim sürecinin ilerlemeye başladığı ve ikinci 4 yıl olan Ortaokul kademesi ile insan hayatının gelişim evrelerinin süreklilik kazandığı görülmekte.

4+4 yani İlkokul 4 yıl ve Ortaokul 4 yıl sonrasında üçüncü 4 yıl olan Ortaöğretim, yani Lise hayatı ile birlikte 18 yaşına dayanan öğrenci kitlesinin önüne Yüksek Öğretim Kurumları dağ gibi dikilmekte.

Yalnız unutulmaması gereken yarış etaplarından biri de Liselere giriş ve yerleşim olayının önümüze koyduğu sorunlar…

Ortaokul sonrası eski ismiyle TEOG, yeni sistem değişikliği itibariyle Nitelikli Okullara Giriş Sınavı diye ayrı bir sınav ve eleme daha söz konusu! Bu sınav sonuçlarına göre Nitelikli Okul kabul edilen Fen Lisesi, Sosyal Bilimler ve belirlenen bazı Mesleki ve Anadolu Liseleri yapılan ülke geneli sınavla belirli sayıda öğrenci alıp, özel koşullarda eğitimlerine devam etmekte.

4 yıllık Ortaokul süresince sınava hazırlık maratonu, 4 yıllık lise süresi sonunda üniversitelere yerleşme maratonu ile öğrencilere yüklerinden daha fazla sorumluluk ve hazırlık dönemleri yükleyerek veli olarak beklentilere kapılıyoruz.

2 Haziran’ da yapılan Lise Yerleşme Sınavına yine 996 bin öğrencinin katıldığı tespit edildi. Amaç Özel Okullar ve paralı eğitime tabi liseler dışında daha kaliteli (!) okullarda eğitim görmek. İşin bir de tabi ki, Özel Öğretim çatısı altında faaliyetlerini yürüten Özel Okullar boyutu var. Milyarlarca paranın yıllık öğrenci başına düştüğü sektörün paydaşlarının sahip olduğu ticari mantık eleştirilecek bir durum da değil.

Çünkü Özel Eğitim veya Özelleştirme ile eğitim sürecini belli standartlara oturtmak, bana göre şu an için tartışılması gereken bir alandır. Eğitim alanın mevcut koşullarda içerisinde bulunduğu kalitenin düşüklüğünü gidermenin yollarından biri Özelleşme ve sağlık alanında olduğu gibi Özel sektöre devretme olabilir.

Hafta sonu düzenlenen ve iki gün süren 3 oturumluk Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS)’ da Cumartesi günü 135 dakikalık TYT (Temel Yeterlilik Testi) sınavı; Pazar günü sabah 180 dakikalık AYT (Alan Yeterlilik Testi) sınavı; Pazar öğleden sonra ise Yabancı Dil Sınavı düzenlenerek milyonları ilgilendiren ve etkileyen maratonun son etabı geçildi.

Toplumsal gerçeklik olarak sınav sürecinin varlığı ve çalışan, emek harcayanların hak ettiği kazanımlar bir yana, sınavların uygulama şekillerinde sorun yaşandığı da dile getirilmesi gereken bir durum. Çünkü sınav tarihleri sadece ilimizin değil, tüm yurdun sıcaklıklar itibariyle sorun yaşadığı bir döneme verilmiş. Temmuz ayının başı itibariyle yaz ortasına denk gelen milyonların girdiği sınav sıcaklar nedeniyle işkence halini aldı.

ÖSYM’ nin bu tip sınavları geçmiş yıllarda olduğu gibi Mayıs sonlarına göre sınav takvimini ayarlaması gerekiyor. Belki öğrencilerin sınava daha fazla zamanda çalışma fırsatı olduğu iddia edilebilir, ama yanlış bir kanaat. Zira Mayıs ayı ile birlikte yoğun çalışma temposu ve sıcaklarla birlikte öğrencilerin konsantrasyonu tam tersine dağılma sürecine giriyor.

Ortaokul öğrencilerinin de lise giriş sınavı için lise son sınıf ve mezunların da çektiği sıkıntı sınavın yapılma süresinin uzaması ve gün geçtikçe moral ve motivasyon yoğunluklarının azalmasıdır. Bir de hava koşullarının yarattığı etkiler düşünüldüğünde, başarısızlık ve düşük puanların ortaya çıkmasına zemin hazırlanıyor.

Seçim nedeniyle bir hafta ertelenen sınav tarihinde sıkıntı yaşanmadı, sınavın bir ay önceden havalar serin iken yapılması gerekiyordu. Lise yerleşim sınavına ramazan ayının ortasında ve sıcaklarda giren çocukların yaşadığı sınav salonlarındaki olumsuzluklar üzerimize vebaldir.

Düzenlenen Lise Yerleştirme Sınavı, bir gün sonrasında Bursluluk Sınavının yapılması, arada yapılan seçim sonrasında milyonları ilgilendiren üniversite yerleşim (TYT, AYT, Yabancı Dil) sınavları gençlerin kaderini belirleyen ve 2-3 saatlik zaman dilimiyle geleceğini kurgulayan ortamları ile adayların hayrına ve hayallerine umut ışığı olan güzellikleri doğurur umarım!

Öğrenciler kadar geleceklerini düşünen ve maddi ve manevi hiçbir katkıdan kaçınmayan velilerin de umutları, hayalleri birer ışık olmaya dönüşümün beklentilerine sahip.

Yaratıcımızdan, emeklere ve çalışma azmine yönelik yapılan hazırlıkların karşılığı olarak başarı ve hedeflere ulaşma gayretlerini boş çıkarmamasını diliyoruz. Genç potansiyelimiz fazla, eğitim ortamları ve iş istihdamları belli oranlarda, hazırlık ve emek harcama yoğunluğu had safhada…

Temennimiz, kolay olmayan koşullarda rekabet mantığı ile bir yarışa tabii olan öğrenci ve gençlerin sergilediği emekler için başarı yanlarından eksik olmasın.