Günümüzden 7000 yıl öncesine kadar tarihi kalıntılar bulunan Lübnan (MÖ 3500 / 500 ) yılları arasında tam temamı 3000 yıl boyunca Fenikelilerin kültürüne ve varlıklarına ev sahipliği yapmış, Lübnan daha Sonra (MS ) Romalıların hakimiyetine girmiş ve Hıristiyan dini ile tanışmış. Dört halife döneminde İslam’a girmiş olan Lübnan’da, buna rağmen Hıristiyan Maruniler din ve kültürlerini muhafaza ettiler.
Eyyübiler döneminde daha çok Haçlıların egemenliğine girmiş olan Lübnan, Selahaddin Eyyubi ve İngiliz kıralı Aslan yürekli Riçard için bir Savaş alanı oldu, bu savaşın Selahaddin ‘in galibiyeti ile sonuçlanması o zamanlar Lübnanlılara bir nefes aldırmış. 16 yüzyılda dört yüz sene sürecek Osmanlı hakimiyeti başladı, bu dönem Lübnan için bir uyku dönemi denebilir, birinci Dünya savaşının sonunda Osmanlı devletinin dağılması ile Fransa’nın mandasına geçti. Fransızlar Lübnan’da Modern cumhuriyetin temellerini attılar.
İkinci dünya savaşından sonra Avrupalı Fransızlar ve İngilizler bölgeden çekilme süreci başladı,Lübnan 1943 yılında 11 bin Km toprağı ile tam bağımsız oldu, 1970 yılına kadar farklı dini inanç ve mezheplere rağmen mutlu bir ülke oldu, çünkü Fransa Lübnanlılara Finans ve ticaret bakımında orta doğuda parmakla gösterilecek bir ülke bıraktı.
1960’li ve 1970’li yıllarda herkes Beyrut’tan ve Beyrut’taki refahtan söz ederdi, binlerce kişi kaçak veya Suriye yolunu takip ederek Lübnan’a çalışmak veya valiz ticareti için giderdi, 1972 – 75 yılları arasında bir akrabamız dostumuz valiz ticareti için hep Lübnana gider gelirdi, beraberinde daha önce hiç görmediğimiz Gazlı çakmak, Parfümler, pet bardaklar, hediyelik eşya getirirdi, oradaki refeh düzeyini anlata anlata bitiremiyordu.
O zamanlar pet bardak, pet şırınga, pet tabak gibi bir çok şeyin varlığından habersiz idik, dostumuz derdi ki, bu çakmak gazı bitince, bu bardak su içince. buşırangaiğni işi yapınca, bunlar işi biter bir daha kullanılmaz atılırlar, bu bizlere acayip geliyordu.
1975 yılında çeşitli siyasi ve mezhepsel guruplar arasında patlak veren iç savaş, Lübnan’da dramlı yılların başlangıcı oldu, Bir taraftan İran’ın uzantısı Şia Hizbullah, diğer taraftan İsrail’in Hıristiyan Falanjistlerle beraber Lübnan’a sığınan Filistinlileri takip etmesi, çok başlı yönetim, Arapların yönetimdeki beceriksizliği, Lübnan’ı bir hesaplaşma alanına çevirendi.
1945 yıllarında Fransa Lübnan ve Suriye’den çekilince peşinde onlara dört dörtlük birer ülke bırakmıştı, Suriye’nin başına Baasci Esed ailesi bir kabus gibi musallat oldu, ülkeyi sefalet diyarına çevirdi. Lübnan ise dünyanın sayılı ticaret şehri Beyrut tüm işsiz ve ekmek arayan kişilerin sığınağı olan Beyrut, bu gün tüm zengin ve Finans sahibi kişiler yolunu bulan servetini alıp dışarıya kaçıyor. ne üzücüdür ki bu gün Lübnan’da devlet yönetimi çökmek üzeredir
YORUMLAR