1991 yılının Mart ayında, Kuveyt savaşının üstünden iki ay geçmiş, Irak’ın kuzeyindeki dağlarda tipi şeklinde kar, güneyindeki kumlu çöllerde ise kum fırtınası tüm hızı ile devam ediyor, hayat çok ama çok zor, Saddam’ın Cavidanları ve tecavüzcü fedaileri Kuveyt’i kayıp ettiler, işsiz yurtsuz kalmışlar, reisleri Saddam onlara yeni ekmek kapılarını açması lazımdı, her hal en ucuz yol kuzeydeki Kürtler ve güneyde ki Şia’lardı, nasıl olsa bunlar için ABD’li Buşh uluslararası koalisyon kurmaz, çünkü arkalarında para şeyhleri yoktur.
Saddam’ın Cavidanları ve Fedaileri Şia’ları çabuk alt ettiler, bu sefer kuzeye yöneldiler, Kürtler Şia’lara nazaran daha şanslı çünkü dağları vardır, her zaman onların sığınağı olmuş bu dağlar, en dar günlerinde onlardan yardımlarını esirgemeyen bu dağlar, bu sefer onlarda zor günler yaşıyor, bir taraftan yağan yoğun kar yolları kapatmış, birde Saddam’ın o elma armut kokulu gülleri (! ) bu dağları da sıkıntıya sokmuş, misafirlerine istediği ikramı sunamıyorlardı.
Ama halk çaresiz yol olsun olmasın, kar olsun tipi olsun, peşlerinde Ölüm kusan Cavidanlar, Tecavüz eden Fedailer onları imkansızı denemelerine mecbur bıraktı.
İşte tam o zaman ABD’li Buşh’ın bile düşünemediği bir şey ortaya çıktı, bu karda kışta tipide dağlara vuran Yaşlı, Çocuk, Hasta, Namusunu kurtarmaya çalışan genç kadınlar, dünyanın TV ekranlarında görünmeye başlandılar.
Bu durum karşısında Başta Avrupalı İnsan hakları kuruluşlar bütün dünya ayağa kalktı, onurlu insanlar Buşh’a Dünyayı dar ettiler, Buşh bu duruma müdahale etmek zorunda kaldı, Kuveyt petrol içinse bunların da petrolü var, Buşh ağabey mecbur kaldı, Nisan ayının 13’ü idi sanırım BM güvenlik kurulundan bu insanları kurtarmak için, 618 nolu kararı çıkarmaya mecbur kaldı, belki tarihte ilk sefer Kürtler dünyanın gündemine mazlum bir halk olarak yer almıştı.
Bu güne kadar Orta doğudaki suskun ülke, siyasetçi ve kişiler, hata bu duruma bıyık altında neşelenenler, yavaş yavaş ötmeye başladılar, çünkü çok iyi biliyorlar Batılıların girdiği bir yerde oradaki halka bir statü çıkar, bu Kürtlerin Orta doğudaki Kardeşlerinin (‘ ) hoşuna hiç gitmedi. Cavidanlar ve Fedailerin hevesleri kursaklarında kaldı, Buşh kurduğu bir hava gücü ile tüm kuzey Irak halkı evlerine güvenli bir şekilde döndüler, artık güven içindelerdi.
Buşh’ın aldığı bu karan dan zamanın Türkiye Cumhurbaşkanı Başkanı Turgut Özal’ın payı çoktur, Kuzey Iraklı Kürtler Buşh kadar Turgut Özal’a de minnettardırlar, ama bilindiği gibi Kürtleri karamak için kurulan Çekiç güç ülkedeki Milliyetçi, mukaddesatçı, Sentezci kişilerin hedefi olmuştu, onlar ABD’ye değil orda filizlenen Kürt statüsünden rahatsız oluyordular, yoksa ABD her zaman Orta doğudadır.
YORUMLAR