Hata yapmak insana mahsus…
“Hiç kimse bilmeden hata yapmaz” demekle hataların sone ermediği ortada iken insanların kusursuz olmadığını unutmamak gerekiyor.
İnsanlar kendi kusurlarını görmez.
İnsan, kendi dışında her şeyde ve insanda hata görür, eleştirir, düzeltilmesini ister. Ancak dokunulmaması gereken yine kendisidir.
Normalde hiç kimse kusursuz değildir.
Hiç hata yapılmayacakmış ya da kusurlu davranılmayacakmış gibi düşünmek de hatadır. Çünkü insan dikkatsizlik, düşünmeden konuşma, diğerinin haklarını unutma, kendi özgürlüğü yanında başkalarının özgürlüklerini umursamama gibi hatalı eylem ve söylemlerle yaşamını şekillendirmeyi seçer.
Kendi bilinci ve şuurunu sadece menfaatler ve çıkarlar üzerine kurmayı düşünen insan için bireysel hiçbir sorgulamanın anlamı yoktur. Önemli olan öz bilincinin kendi dünyasına uygun olup olmadığıdır.
Hataları ve yanlışları normal kabul etmek ve doğrulardan çok yanlışları benimsemek sosyal kimliklerin yozlaşmasında ilk adımlar olmakta.
Bu yüzden vefa göstermek önemli…
Yani kadir/kıymet bilmek, yapılan iyilikleri/yardımları unutmamak, hatırlamak ve geçmişte iyilik adına sergilenen her şeyi hatır tutarak değeli görmektir.
Özellikle arkadaşlık ve dostluk ilişkilerinde samimiyet kurmak ve kurulan duygusal bağlara sahiplenmek manasında vefa kavramı,aynı zamanda sözünde durma, vaat edilenleri yerine getirme ve sözüne sadık kalma anlamları da taşır.
Değer verilmesi gerekenlere sevgi ve saygı duymanın zorunluluğunu hissetmektir.
Tam anlamıyla “Üzerimizde hakkı bulunan herkese, varlığa, eşyaya, nesneye, canlı ve cansıza, insana ve hayvana, inanca ve düşünceye karşı insani borcumuzu vicdan ve inanç yönüyle ödeyebilme çabamız” demektir.
Sadece insana değil, yaratılan her şeye karşı vefa vardır ya da olmalıdır.
Çünkü vefa konusundaki eksikliklerin temelinde bireysel zevkler, kişisel menfaatler, bencil ve egoist çıkar ilişkileri, diğerini düşünmeme ve özgürlüğünü umursamama vardır. İyiliğe karşı iyilikle davranmak sadece vefa örneği olmakla alakalı değildir. İnsani ilişkilerin özünü oluşturan yardımseverlik ve vicdanlı olma hasletlerinin de kaynağı durumundadır.
Vefa göstermenin temelinde hakkı gözetmek bulunur. Geçmişte yapılan iyilikler ve birilerine karşı yapılan destekleyici girişimler, sosyal iletişim ve toplumsal ilişkiler ağının insan hayatından ayrılmaması gereken ilkelerini önümüze koyar.
Vefa kavramı güzel hasletlerin ve güzel davranışların sergilenmesinde insanlara olumlu manada yüklenen bir özelliktir. Bunun tersi olarak geçmişe saygı duymamak konusunda yaşanan ortamlara, kişilere, olaylara ve sosyal kimliklere yönelik olabilecek her türlü saygısızlık ve unutkanlık, vefasızlık denen çirkin özellikleri de insan kişiliğine ekleyebilir.
Unutmak, yapılan iyilikleri hatırlamamak, değer verilmesi gerekenleri önemsememek, insanı insan yapan sosyal kimlik bilincini yitirmek ve nereden geldiğini, nereye gideceğini zihinlerde sorgulamayı bırakmak vefasızlık özelliğine yol açan etkenlerdir.
Kime değer verileceğini, kimlerin yaptıkları güzellikler nedeniyle onurlandırılacağını önemsemek gerekiyor. Vefa, verilen değer ve önemin göz ardı edilmemesini ister. Çünkü yapılan güzellikler ve yardımların karşılığında umursanmamak, önemsenmemek, hiçe sayılmak ve değer görmemek acı veriyor.
Kötü olan ise vefasızlığın bazı insanlarda karakter h
YORUMLAR