Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün görev süresini bir yıl daha uzatma kararı aldı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “KKTC’nin karar hakkında yaptığı açıklamayı tümüyle destekliyoruz.” denildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“30 Ocak 2024 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilen, Kıbrıs Adası’nda konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün (BMBG) görev süresinin bir yıl uzatılmasına ilişkin 2723 (2024) sayılı karar hakkında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamayı tümüyle destekliyoruz.
Birleşmiş Milletlerin yerleşik uygulamalarının aksine, Barış Gücü’nün görev süresi uzatılırken, Kıbrıs Türk tarafının onayı bu defa da alınmamıştır. BMBG’nin KKTC topraklarındaki faaliyetlerini KKTC makamlarının iyi niyeti kapsamında sürdürebildiğine bu vesileyle bir kez daha dikkat çekiyor, söz konusu faaliyetlerin devamı için hukuki zemine ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor ve KKTC tarafınca bu yönde atılacak adımlara desteğimizin tam olduğunu vurguluyoruz.
BMBG, Kıbrıs Rum tarafının çok sayıda ara bölge ihlaline yıllar boyunca göz yummuştur. 18 Ağustos 2023 tarihinde insani bir proje olan Yiğitler-Pile yolunun inşaat çalışmalarını hakkaniyetsiz bir şekilde engellemeye çalışması da, barışı koruma misyonlarından beklenen tarafsızlığı sergilemediğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. BM Güvenlik Konseyi’nin, bu son kararında, söz konusu hadise hakkında 21 Ağustos’ta yaptığı, arazideki gerçeklerden tamamıyla kopuk basın açıklamasına atıfta bulunuluyor olması üzüntü vericidir. Yiğitler-Pile yolunun tamamlanması ise, Kıbrıs Türklerinin BMBG konusunda aşınan güveninin yeniden tesisine yönünde etkin bir adım olabilecek, arazideki gerginliklerin azalmasına katkı sağlayabilecektir.
Öte yandan, BMBG’nin görev süresini uzatan kararda bu defa da olası bir çözüm bağlamında güncelliğini yitirmiş ve tüketilmiş modellere atıfta bulunulurken, KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Tatar tarafından ortaya konulan iki devletli vizyona değinilmemiş olmasından derin bir hayal kırıklığı duyuyoruz. Sözkonusu yaklaşımın, Ada’daki iki taraf arasında ortak zeminin bulunup bulunmadığını araştırmakla görevli bir Şahsi Temsilci’nin henüz atanmış olduğu bir dönemde, adalet ve yapıcılıktan uzak olduğunu vurguluyoruz. BM Güvenlik Konseyi’ni, Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme ancak sahadaki gerçekler temelinde ulaşılabileceği gerçeğini kabullenmeye ve Kıbrıs Türk halkının özden gelen hakları olan egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü tescil etmeye çağırıyoruz. KKTC’nin tanınmasına yönelik çağrımızı BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplum nezdinde yineliyoruz.”