Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyabeti etkileyen faktörler nelerdir?

Diyabeti tetikleyen etkenleri üç

Diyabeti tetikleyen etkenleri üç ana başlık altında ele alan İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Eşref Araç, başta hareketsiz yaşam ile sağlıksız beslenmeye dikkat edilmemesi durumunda diyabetin farklı hastalıklara da yol açabileceğine dikkat çekti.

Diyabeti alt basamakları olmakla birlikte genel anlamda Tip 1, Tip 2 ve gebelik diyabeti olmak üzere 3 bölüme ayrıldığını belirten Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Eşref Araç, toplumda en sık ve daha çok erişkinlerde görülen diyabet türünün Tip 2 diyabeti etkileyen faktörler ve dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgi verdi.

Tip 1 diyabette daha çok bazı virüs ve mikrobiyolojik durumlar hastalık bulgusu olarak göze çarpsa da Tip 2 diyabette çevresel faktörlerin çok önemli olduğunu ve hatta Tip 2 diyabetin neredeyse tamamının yaşam şeklinin bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıktığını ifade eden Araç, bu bir hastalıktan öte bozuk yaşamın sonucu olarak gelişen bir durum olduğunu söyledi.

“UN VE ŞEKERDEN UZAK DURARAK DİYABETTEN TAMAMEN KURTULABİLİRİZ”

Kişinin yaşam şekline, uyku düzenine, kilo verimine dikkat etmesi ve sağlıklı beslenmesi durumunda bu hastalarda Tip 2 diyabetin görülmediğini ya da ötelendiğini kaydeden Araç, “Özellikle tanısı yeni olmuş, şeker tanısı yeni konmuş kişiler kilolu ise kilolarını verdiklerinde, karbonhidrattan yani un ve şekerden uzak beslendiklerinde diyabetin tamamen geçebileceğini biliyoruz. Aslında diyabet kronik progresif bir hastalık yani uzun süreçli, tamamen iyileşmeyen, gittikçe ilerleyen ve ilaçlarla sadece kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Ancak tanı yeni konulduğunda kişi kilo verir, karbonhidrattan uzak durursa hiç ilaç kullanmadan diyabetten tamamen kurtulabilir. Bu çok önemli bir bulgudur.” dedi.

Diyabetik tetikleyen faktörlerin en önemlisi çevresel faktör olduğunu ve bu faktörlerin en önemlisinin de kilo alımıyla seyreden durum ve hastanın fiziksel aktivitesi olduğunu sözlerine ekleyen Araç, diğer etkenleri sıralayarak şunları söyledi:”Diyabeti etkileyen en önemli faktör beslenmedir. Bu beslenmede sağlıksız olan ürünleri hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor. Bunlar; kolalı içecekler, nişasta ya da glikoz şurupları ile yapılmış ürünler, içerisinde koruyucu maddelerin olduğu paket ürünler ve şekerli ürünler. İkinci önemli faktör ise hareketsiz yaşamdır. Kişinin hareketi ne kadar kısıtlıysa yaşam ömrü de o kadar kısıtlı, ne kadar hareketliyse yaşam süresi uzar ve kaliteli olur. Yani hareket eşittir yaşam süresi diyebiliriz. Nihayetinde bizler hareket etmek üzerine yaratılmışız. İlk insandan bu yana insanlar hareket halindedir fakat o insanı bir masaya veya ekran başına mahkûm ettiysek hastalıkların ürediğini görüyoruz. Çünkü insan hareket ettikçe yaşayan bir varlıktır.”

“NORMAL BİR BİREY İÇİN EN İDEALİ 2 ÖĞÜN YEMEK YEMEKTİR”

Fazla yemeğin zararlarına da değinen Araç, “İnsan vücudu israf etmeyen bir yapı olduğu için aldığı bütün enerjinin ihtiyacı kadarını kullanıp ihtiyaç fazlasını karaciğerde glikoz deposu aldıktan sonra geri kalanı cilt altında yağ dokusu olarak depolar. Ne kadar enerji tüketilse de bunlar cilt altında yağ olarak birikir. Yiyeceğin olmaması durumunda depolanan yağ fayda sağlasa da bu cilt altı dokunun yağlanmasının ötesinde farklı organ çevrelerine yani karaciğer, böbrek ile bağırsakların etrafı yağlanmaya başlar ve diyabet hastalığı oluşur.” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında “Yiyiniz, içiniz ancak israf etmeyiniz” ayetinin manasına yer veren Araç, “Bu ayeti her zaman yiyelim içelim çöpe atmayalım şeklinde anlamışız ama aslında öyle değil, fazla yediğimiz şeyler israftır. Yani yediğimizi atmıyoruz ama vücudumuzu çöp haline getiriyoruz. Vücutta biriken yağlar sırt, çene altı, göğüs ve kalpten sonra damarlarda birikmeye başlar ve damarlarda sertlik plak dediğimiz oluşumlar oluşur. Bu da hipertansiyonu oluşturur. Bu plaklar patladığında damarı tıkaması sonucu felç, kalp krizi ve böbrek yetersizliği gelişir.” şeklinde aktardı.

Araç, “Biz günde 3 öğün yemek yiyoruz. Tip 1 diyabet hastalarından 4 defa insülin kullananların kan şekerinin çok yükselmesi ve çok düşmesini istemediğimiz için az ve sık beslenmeyi önerebiliyoruz fakat normal birey için en ideali 2 öğün yemek yemektir. Bu anlamda eğer gece uykumuzun düzenini sağlayabilir, beslenmemizi tekrar doğallaştırabilir ve günde yarım saat yürüyüş yapabilirsek diyabeti ötelememizin en önemli faktörleri bunlar olacak diye düşünüyorum. Biz fazlalıkları attığımızda normal olacağız, fazla konan şeyleri çıkartmamız gerekiyor. Bundan dolayı insanın fabrika ayarı için hareket etmesi, sağlıklı beslenmesi, uyku düzenine dikkat etmesi ve güven oluşturacak bir toplulukla birlikte yaşaması gerekiyor. Bunlara dikkat edildiği durumda insanın hem diyabet açısından hem de diğer hastalıklar açısından daha sağlıklı bir birey olacağını düşünüyoruz.” diye belirtti.