Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Akciğer kanseri için en önemli risk faktörü sigaradır

Sigaranın özellikle akciğer kanseri

Sigaranın özellikle akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanserde önemli bir risk faktörü olduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doçent Doktor Ali Yılmaz, halk arasında “sinsi hastalık” olarak bilinen akciğer kanseri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Yapılan araştırmalarda Türkiye’de, kişi başına düşen ortalama günlük sigara tüketim sayısında 17,1 ile dünya birincisi olduğu belirtildi. Böylelikle Türkiye, kişi başına düşen ortalama günlük sigara tüketim adedi sayısında dünya birincisi oldu.

İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doçent Doktor Ali Yılmaz, Türkiye’nin sigara tüketim adedi sayısında dünya birincisi olmasına ilişkin  açıklamalarda bulundu.

Yılmaz, sigaranın özellikle akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanserde önemli bir risk faktörü olduğunun altını çizdi.

Bu bağlamda akciğer kanseri hakkında bilgiler veren Yılmaz, bu kanserin erken evrelerde tanısı konulabildiğinde, tedavide başarının o kadar yüksek olduğunu vurguladı.

Yılmaz, akciğer kanserine tütün kullanımı, puro kullanımı, pipo kullanımı, asbest maruziyeti ve radon gibi bazı kimyasal maddeler maruz kalmanın da kansere yol açabileceğini vurguladı.

“Sigara, özellikle akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanserde önemli bir risk faktörüdür”

Türkiye’nin kişi başına düşen ortalama günlük sigara tüketim adedi sayısında dünya birincisi olmasıyla ilgili konuşan Yılmaz, “Ne yazık ki böyle bir birinciliğimiz söz konusu. Bu, aslında hiç istemediğimiz bir şey. Neden istemiyoruz çünkü sigara özellikle akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanserde önemli bir risk faktörüdür. Akciğer kanseri için zaten bilindiği gibi en önemli risk faktörü sigaradır. Tabii bunun yanında tütün kullanımı, puro kullanımı, pipo kullanımı, asbest maruziyeti ve radon gibi bazı kimyasal maddeler maruziyet; onun dışında hava kirliliği, çevresel faktörler, genetik faktörler, özellikle aile öyküsü olması, daha önce ışın tedavisi almış olmak, radyoterapi dediğimiz bu gibi birçok risk faktörü var. Tabi en önemli faktör de başta da söylediğimiz gibi sigaradır.” diye konuştu.

“Öncelikle tanı koymak için gereken tetkikleri yapmak gerekiyor”

Akciğer kanseri hakkında bilgi veren Yılmaz, “Akciğer kanseri özellikle uzun süren inatçı öksürük ile ortaya çıkabilir, böyle bir belirti verebilir. Onun dışında balgam, özellikle kanlı balgam, nefes darlığı, göğüs kafesinde ağrı ve yanma bu gibi şikayetlere sebep olabilir. Özellikle açıklanamayan bir kilo kaybı, açıklanamayan bir halsizlik, yorgunluk durumunda da akciğer kanseri belirtisi olabilir. Tabi akciğer kanserinden şüphelendiğimiz zaman öncelikle tanı koymak için gereken tetkikleri yapmak gerekiyor. Bunlardan da başlangıçta akciğer grafisi (filmi) ile başlıyoruz. Gerektiği takdirde de tomografi gibi ileri görüntüleme yöntemleri tercih ediyoruz ve burada şüpheli bir durum tespit ettiğimizi oradan uygun bir bölgeden biyopsi alıp tanıyı koyup tedaviye başlayabiliyoruz.” dedi.

Akciğer kanseri tedavisinde tanı koyulduktan sonra birçok yöntemin olduğunu ifade eden Yılmaz, “Bunlardan hastalığın evresine göre, hastalığın yaygınlığına göre ve tipine göre gerekirse cerrahi dediğimiz ameliyat tedavisi gerekirse kemoterapi ya da immünoterapi dediğimiz bazen de akıllı ilaç tedavisi dediğimiz ağızdan kullanan haplar yöntemiyle tedaviyi gerçekleştiriyoruz.” diye belirtti.

“Özellikle sigaradan, tütünden mutlaka kaçınmak Lazım”

Akciğer kanserine yakalanmamak için neler yapılması gerektiği hakkında bilgi veren Yılmaz, “Başlangıçta söylediğimiz gibi özellikle sigaradan, tütünden mutlaka kaçınmak Lazım. Hava kirliliğinden oldukça kaçınmak lazım. Asbest maruziyeti gibi bazı kimyasal maddelere temas etmekten kaçınmak lazım. Tabi bazı sektörlerde, bazı iş kollarında bunu sağlamak çok mümkün değil özellikle yalıtım sanayinde çalışan kişilerde buna rastlanabiliyor, çok maruz kalınabiliyor. Mümkün olduğunca bu sektörlerde çok dikkatli gerekirse korunarak bu sektörlerde görev yapabilirler. Onun dışında tabii ki bizim herkes önerdiğiniz klasik öneriler var; sağlıklı yaşam için yürüyüş, fazla kilo almamak, obeziteden kaçınmak, sigara içmediğimiz gibi sigara içilen ortamlardan da uzak durmak, alkol gibi bu tip faktörlerden uzak durmakta fayda var.” açıklamasını yaptı.

“Aslında erken evrelerde tanıyı koyabilirsek başarımız daha yüksek olur”

Akciğer kanserinin sinsi bir hastalık olduğunu belirten Yılmaz, “Aslına bakarsanız bu biraz hastalığın evresine bağlı, hastalığın tipine bağlıdır. Erken evrelerde biz her ne kadar kanser olsa da her ne kadar halk arasında ölümcül olarak bilinse de aslında erken evrelerde tanıyı koyabilirsek başarımız daha yüksek ve neredeyse tamamen kür sağlanan yani eski yaşamına tamamen dönen birçok hastamız var; ama ne yazık ki hastalık sinsi olduğu için gizli belirtiler verdiği için ileri evrede yakalanan hastada kür sağlamak bazen mümkün olamayabiliyor. Bu durumda da bizim yapacaklarımız sınırlı değil, elimizde birçok tedavi seçeneği var. Yeni çıkmış olan akıllı ilaçlar var, immünoterapiler var, eski kullandığımız kemoterapiler var. Bu tedaviler biz hastalığı kontrol altına alabiliriz Hastalığı geriletebiliriz ve hastayı eski yaşamına tekrar döndürebiliriz.” ifadelerini kullandı.