Bazen düşünüyorum da hepimiz farkında mıyız ki, bazı mükafatlar aynı zamanda herkese de ceza çektiriyor mu?
Yaşadığımız her güzel şeyin akıbeti ceza ile sonuçlanmak zorunda mı?
Düşünsenize halk arasında bile deriz bazen, “çok güldük bugün, ağlayacağız galiba” diye. Bilinç altımızın oyunu mu yoksa.
Birini Seversin ya mesela. Aşk yani bildiğimiz sevda, yaşanan duygu. Aslında hep acı verir ki karşılıklı da olsa karşılıksız da. Yanındayken özlersin mesela ya da onsuzken hep o vardır aklında. Yaşam planını o belirler. Elin kızı ya da oğludur aslında o :)) Fakat hayat güzergahını tamamen kendine çevirmiştir habersiz. Aylarca diyet ya abi gram kilo veremezken aşk seni bir haftada muma çeviri de erir gidersin. Şimdi sorarım ; Bu mükafat mı ceza mı?
Derin bir uykuya dalmak isteriz bazen de hani. Zar zor uyuruz her şeye rağmen. Yani beynimizdeki kalabalığa, dışarıdaki inşaattan gelen gürültüye ya da trafikte akan araçların seslerine rağmen dalarız uykuya. Hop biri gelir dürter seni. Der ki “lacivert çorabımın tekini gördün mü?
O an içimden şöyle bir dilek geçtiğine şahit olurum çoğu kez. Keşke tabancam olsaydı.
Hayatı paylaşmaya hep karşıydım ve her daim de karşı olacağım. Mükafat yaşamak için ceza çekmek şart değil bence. Her insan tek başına gelir bu evrene ve gördüğümüz üzere tek başımızı gidiyoruz ellerimiz bomboş ve çırılçıplak. Tıpkı geldiğimiz gibi.
Ve hesap günü yine tek başımıza çıkıyoruz huzura. Hayatımızı paylaştıklarımız orada bizim derdimizi ve günahımızı paylaşmıyor da. Çoğu günahlarımızın vebali onlar olsa da o gün mesul değillerdir hiçbir şeyden.
Velhasıl Mükafata ve Cezaya dair kitaplar dolusu şey yazabilirim şu an. Hepimizin cezası da mükafatı da kendi içimizde taşıdığımızdır aslında. Yaşam olgumuz maalesef buna tutuklu kılar bizi çoğu kez. Yönlendiremeyiz hislerimizi. Baş edemeyiz çoğu kez duygularımızla. Bazen çocukluktan kalma bir korkudur ceza. Bazen de gelecek kaygısından kaynaklanan bir ürperti.
Alışmamışızdır toplum olarak mutluluğa belki. Güzel sunumlar ve güler bir tebessüm bile korkutur bizi. Mükafatı ceza sanırız çoğu kez. Dedim ya kendi içimizdedir cezamız da mükafatımız da.
Siyahla beyaz gibidir bence mükafat ile ceza.
OLMAZSA OLMAZIMIZ VE HAYATIMIZIN ANA RENKLERİ GİBİ…
YORUMLAR