Kış mevsimi ile birlikte gribal enfeksiyonların arttığına dikkat çeken KBB Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Aslan, gribal enfeksiyonlardan korunmanın yollarını, hastalığa kapıldıktan sonra yapılabilecekleri anlattı.
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Aslan, son zamanlarda tüm ülkede olduğu gibi deprem bölgesi Malatya’da da ciddi anlamada artan influenza salgınından korunma yolları ve hastalığa yakalandıktan sonra ne yapılması gerektiği ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Kış mevsimi ile birlikte gribal enfeksiyonların arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Mehmet Aslan, “Zaten mevsimsel olarak artışını beklediğimiz bir durum. Bu durumda korunmak için maske kullanımının aynen Covid dönemindeki gibi çok fazla koruyucu bir etkisi var. Özellikle dış ortamda ve ortak alanda paylaştığımız kamu alanlarında bunlar çok önemli. Kendi evinizde ve ailenizin ortamında tabii maske kullanmanızı çok fazla önermiyoruz ama kamuda ve toplu yaşamın olduğu yerlerde biz bunu öneriyoruz. İkincisi de çok sık olarak temas ettiğimiz noktalardan sonra veya hasta kişilerle veya yemekten sonra yani herhangi bir temastan sonra el ve yüz yıkamasını, burun yıkamasını öneriyoruz. Bunların koruyucu etki yarattığı konusunda bilimsel desteklerimiz zaten mevcut. Ve koruyucu olarak da en sık vatandaş veya kendi açımızdan uygulanabilirlik açısından maske ve el yıkamasının önemli olduğunu vurguluyoruz ve herkese de bunu özellikle öneriyoruz.” dedi.
“Konteyner veya toplu alanlarda sıcak soğuk dengesinin iyi kurulmamasından dolayı çocuklarda çok fazla ciddi bir şekilde gribal enfeksiyonun arttığını görüyoruz”
Aslan, “Bilindiği üzere çok ciddi deprem felaketinden sonra şehrimiz toplanmaya başlıyor ama şöyle bir problemimiz var; yaşam alanlarımız kısıtlandı, daha çok toplu yaşama ve daha çok dar alanda birbirimize temas halinde oluyoruz. Eskiden daha büyük evlerde otururken şimdi konteyner gibi veya daha küçük evlerde daha kalabalık nüfuslarla beraber yaşıyoruz. Bu da tabii temas ve bulaş yollarını çok fazla arttırıyor. Özellikle konteyner veya bu tarz toplu alanlarda yaşayan kişilerde sıcak soğuk dengesinin iyi kurulmamasından dolayı çocuklarda çok fazla ciddi bir şekilde gribal enfeksiyonun arttığını görüyoruz. Keza Covid’in zaten varyantları gündemdeyken bir de influenza salgını çok ciddi bir durumda. Malatya’da veya Türkiye’nin genelinde zaten bunu Sağlık Bakanlığı da ifade ediyor.” diye anımsattı.
“Özellikle çocuklarımızı üşütmemeye gayret göstermeliyiz”
Gribal enfeksiyon hastalığının korunma yollarına değinen Aslan, “Özellikle konteyner gibi dar bir alanda çok nüfusta yaşıyorsak olabildiği kadar havayı sirküle etmeliyiz, havalandırmalıyız. Sıcak soğuk dengesini ona göre ayarlamalıyız. Özellikle çocuklarımızı üşütmemeye gayret göstermeliyiz. Ve diğer bir kısım da tabii ki çocuklarımız okullara, kreşlere gidiyorlar. Çocuğunuz sağlıklı bile olsa böyle toplu bir yaşama geçtiği andan itibaren yeni mikroplarla temas halinde olacağı için zaten hasta olması kaçınılmaz bir durum haline gelir. Bununda ev içerisinde diğer hane bireylerine ulaştırması söz konusu olabilir. Bu durumlarda çocuklarınız çok hastaysa hem kamunun yararına hem kendi çocuğunuzun iyileşme periyodunu uzatmak adına veya okuldan bir hafta on gün kadar çekmek hem çocuğun iyileşme periyodunu hızlandırır hem de salgının bir noktada biraz kırılması açısından daha güvenilir, sağlıklı bir durum haline gelir. Bunu öneriyoruz.” diye kaydetti.
“Son zamanlarda sık olarak geçmeyen kulak iltihaplarını, sinüzit ve komplikasyonlarını, bademcik iltihaplarını ve boyunda iltihaba bağlı bezeler görüyoruz!”
Son zamanlarda gribal enfeksiyonlara bağlı olarak çocuklarda en sık geçmeyen kulak iltihaplarını, sinüzit ve komplikasyonlarını, bademcik ve iltihaplarını ve boyunda beze denilen iltihaba bağlı bezeler gördüklerine dikkat çeken Aslan, “Bu erişkinlerde de çok fazla var. Çocukların genellikle okul veya benzeri eğitim kurumlarından kaptığını veya konteyner gibi alanlarda yeteri kadar ısı dengesinin kurulmamasına bağlı olarak hastalandıklarını üşüttüklerini görüyoruz. Bu durumlarda teması azaltmak, dışarıda maske kullanmak, el yıkamak bir de dar alanda eğer fazla nüfusla yaşıyorsak olabildiği kadar içerileri havalandırmak dışarıyla olan ısı dengesini hani minimal hale getirip o dengeyi korumak sağlık ve salgın açısından daha sağlıklı olacağına inanıyoruz.” dedi.
“Gribal enfeksiyonların tedaviye biraz dirençli bir hal aldığını görüyoruz”
Gribal enfeksiyonlarda hastanede tedaviye aldıkları hastalarda sürecin biraz sıkıntı olduğunu belirten Aslan, şöyle devam etti:
“Tedaviye biraz dirençli bir hal aldığını görüyoruz. Ama neticede çoğu zaman tedavi edip hastalarımızın güler gönderebiliyoruz. Bir de hastalardan geri dönüşlerde aldığımız noktalarda hastalarda griple beraber ciddi düşmeyen 40 dereceye kadar ateş olgularını görüyoruz. Normalde evde kullandığımız ağrı kesicilerle beraber düşmeyen ateşlerimiz mevcut oluyor. Bu durumda ateşi düşmüyorsa ve hızlı bir şekilde düşürülmesi gerekiyorsa evde soğuk bir duş aldırıp ondan sonra hemen hastaneye götürülmesi gerekir.”
“Yüksek ateşe hızlıca müdahale edilmesi gerekir!
Aslan, “Gripte antibiyotik kullanmıyoruz ama devamında kulak iltihapları ve diğer iltihapları çok fazla gördüğümüzde tedavisini yeniden düzenlemeye ihtiyacı duyuyoruz. Burada vatandaşlarımıza söyleyeceğimiz erişkinlerde de olabiliyor ama çocuklarda özellikle kulak iltihabı ve sinüzit ve bunun ciddi komplikasyonlarını görür hale geldik. Ve ebeveynlerden şu şikayetleri çok duyuyoruz. Hoca çocuğumuzun ateşi 40 dereceye kadar yükseliyor. Ateş düşürücüleri de düşmüyor. Ne yapabiliriz diye. Dediğim gibi ağrı kesicisini verin. Eğer hızlıca düşürmeniz gerekiyorsa, sağlık merkezlerinden uzaksanız ılık veya soğuk suyla hemen küçük bir duş aldırıp ondan sonra en yakın merkeze götürmeniz gerekiyor. Çünkü bu gribin böyle bir özelliği var. Ateş çok belirgin bir halde ve sıkıntılı bir şekilde çok yüksek derecelere kadar gelebiliyor. Yüksek ateşte bizim sevdiğimiz semptomlardan değil. Buna hızlıca müdahale edilmesi gerekir.” dedi.