Adana’da İdeal Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen “Ailem Cennetim Olsun” temalı seminerde konuşan Eğitimci Yazar Medeni Taş, ailenin yıpranmasının önüne geçilmesi gerektiğini söyleyerek, “Aile son kaledir, bu son kale düşmemeli” dedi.
İdeal Eğitim Vakfı (İDEV), halka yönelik seminerlere devam ediyor. Bu kapsamda Adana’da İdeal Eğitim Vakfı tarafından, Yüreğir Kültür Merkezinde “Ailem Cennetim Olsun” çağrısı ile ‘Örnek Bir Aile Peygamber Evi’ konulu seminer düzenlendi.
Eğitimci Yazar Medeni Taş ‘ın konuşmacı olarak katıldığı programda; Peygamber evinin sahip olduğu örnek aile yapısı ele alındı.
Yüreğir Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda, sunuculuğunu Eğitimci Umut Sağlam’ın yaptığı program, Veysi Sonkaya’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
İdeal Eğitim Vakfı Adana Temsilcisi Ahmet Bora programda açılış ve selamlama konuşmasını yaptı.
Program sinevizyon ve Hatice Özbay’ın okuduğu şiir ile devam etti.
Programa konuşmacı olarak katılan Eğitimci Yazar Medeni Taş, konuşmasında aile yapısının son yıllarda büyük zarar gördüğünü ve boşanmaların evlilik sayısını geçtiğini vurguladı.
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabından koruyun.” ayetini aktaran Taş, bu ayetin kendisini çok etkilediğini belirtti.
“Bir derdimiz var, bir sorumluluğumuz var”
“Karşımda müthiş bir yangın var, alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor, imanımı tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Birileri ayağıma çelme takmış, çok mudur? ” ifadelerini kullanan Bediüzzaman Said Nursi gibi bir dertlerinin olduğuna vurgu yapan Taş, “Tam da buradayız, yani bir derdimiz var, bir sorumluluğumuz var. İdeal Eğitim Vakfı olarak, biz de yola çıktık ve bu konuları işleme gereği hissettik. Gündemimize alırsak bir farkındanlık oluşacaktı, derdimiz de meselemiz de budur.” dedi.
“Her dört kişiden bir kişi boşanıyor”
Eğitimci Yazar Medeni Taş
2022 yılında gerçekleşen boşanma verilerini dinleyicilerle paylaşan Taş, “Evlenen birey sayısı 574 bin 358 ama 2022 yılında boşanan birey sayısı 180 bin 954. Yani yüzde 25’ten biraz fazla. Her dört kişiden bir kişi boşanıyor, böyle bir vaka ile karşı karşıyayız. Önceden boşanan kişi sayısı parmakla gösterilirken, bugün dört evden, dört aileden bir tanesi boşanma ile sonuçlanıyor. Böyle vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Onun için söylüyoruz ki aile son kaledir, son kale de düşmesin. Niçin son kaledir diyoruz? Çünkü biz daha önce ümmet idik, sonra parçalandık. Parçaladılar bizi, ülkelere, sınırlara ayırdılar. Aramıza teller, örgüler çizdiler. Bu da yetmedi, ülkeleri kendi içerisinde mezhepsel, etnik bir şekilde böldüler, o da yetmedi ailelerimize dokundular. Daha önceleri geniş aileydik; amcalar, dedeler, nineler, teyzelerle birlikte biraz daha birbirimizi muhafaza ediyorduk. Onu da böldüler. Şu an çekirdek aile dediğimiz sadece eve kapanan, dar bir alana sığdırıldık. Bununla da yetinmiyorlar, bundan da memnun kalmıyorlar. Ne yapıyorlar? Evin içerisinde her birimizin cebine bir cep telefonu bırakıp bireyselleşmeye mahkum ediyorlar. Onun için diyoruz ki: ‘Hakikaten aile son kaledir’, ne olursunuz bu son kale de düşmesin. Bu mesele vahim bir mesele ve bizler vahim bir durumdayız.” diye konuştu.
“Dört çeşit aile protipi vardır”
Kur’an-ı Kerim’de dört aileyi Müslümanların idrakine sunduğunu kaydeden Taş, “Kur’an birçok aileden bahseder ama biz akademik olarak kategorize ettiğimizde, dört çeşit aile protipi vardır. Bunlardan biri Hazreti İbrahim ve eşi Hacer annemizdir. Koca da Müslüman, hanım da Müslüman. Müslüman bir aile başka bir ailemizde Hazreti Lut ve eşi. Koca Müslüman fakat eşi helak olmuş bir kadın böyle bir aile tipi de var. Müslüman ve kafir başka bir aile tipimiz de firavun ve eşi asiye firavunun yani koca kafir eşi asiye annemiz mümin ve son bir aile tipi daha Ebu Leheb ve eşi Ümmü Cemil. Koca da kafir, hanımı da kafir. Kur’an bu aileleri bizim idrakimize sunuyor. Ne için? İbrahim ve eşi Hacer’in teslim olmuş ailesinden olun diye bize bir örneklik sunuyor. Bu örnekliği de bizlere güzel bir mesaj ile sunuyor. Kur’an bu aileleri bizim idrakimizi sünüyor. Ne için? İbrahim ve eşi Hacer’in teslim olmuş ailesinden olun diye bize bir örneklik sunuyor. Bu örnekliği de bizlere güzel bir mesaj ile sunuyor.” şeklinde konuştu.
“Peygamber’in evi çok aydınlık bir evdir”
Peygamber evinin birçok örnek vasfı barındırdığına dikkat çeken Taş, “Bizler Peygamber’in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) evini konuşuyoruz. Evini konuşurken de şu noktaları anlamalıyız; İslam çok şeffaf, berrak ve durudur. Oradan reçeteler alıyoruz, bazen meseleleri çok düşünüp uzmanına götürmek istiyoruz. Çocuklarımız bir problem yaşadığında ‘bir psikologa götürelim’ diyoruz. Tabii ki bunlar önemli şeyler fakat aslında siyeri okuduğumuz vakit, Allah Resulü’nün, Hazreti Peygamber’in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) evinin öne çıkan çok güzel belirgin temel yönleri vardır. Peygamber’in evi çok aydınlık bir evdir. Peygamber evi bize neyin dersini veriyor? Peygamber Efendimiz’in evi namaz ve ibadet eviydi. Eşlerimize, çocuklarımıza baktığımız vakit, onları Kur’an okurken veya namaz kılarken gördüğümüzde gönlümüz ayrı bir huzur dolar ve hoşnut olur. Peygamber evinde namaz ve Kur’an merkezli ibadetler çok belirgindir. Bütün meselelerin, problemlerin çözümünde başvuru noktası namaz ve Kur’an’dı. Öyle ki o evde namaz vakti girdiğinde bir telaş ve koşuşturma başlardı. Bunun sebebi en iyi terbiye ve öğretme yöntemiydi yani çocuklara bir şey anlatmaya gerek yok aslında, ezan vakti geldiğinde anne ve baba, onunla namaz için bir telaş ve koşuşturma içerisine girerlerse, o evde çocuk doğal bir şekilde ibadet edecektir.” ifadelerini kullandı.
“Peygamber evinin en önemli özelliklerinden biri de sevgi muhabbeti, aile fertlerinin gönlüne yansıtmasıydı ve vefa evi olmasıydı.” sözlerini kullanan Taş, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Allah bizim evlerimizi de bu güzel tabloların yaşandığı evlerden eylesin. Allah bizlerin evini de namazın, ibadetin, Kur’an’ın okunduğu ve telaşın yaşandığı sevgi ve muhabbetin yüreklerde yer edindiği, Allah’a ve İslam davasına teslimiyetin merkezine alındığı, vefanın da gönüllerden hiç çıkmadığı erlerden eylesin bizleri. ”
Program, Eğitimci Selami Özbay’ın yaptığı dua ile son buldu.