Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
M.Sait Temel

BEDiRHANİLER

Bedirhaniler ortaçağdan yakın tarihe kadar varlığını sürdüren Botan mirliğini kuran ailenin adıdır. Osmanlılar, Selçuklular gibi. Merkezi Cizir olan bu hanedanın kuruluş tarihi net bilinmese de, Eyübiler dönemi veya hemen sonrası kurulmuş, yaklaşık 750 yıl varlığını sürdürmüş bir Kürt hanedanıdır.

Bedirhaniler yaşamları boyunca, okumaya ve ilme önem vermişler. Melaye Ciziri, Medrasa sor, Mem û Zin, Nuh peygamberin camisi ve türbesi, bir de kılamlara konu olmuş meşhur sarayları Burca Belek, bunlar hepsi onların eserleridir. Her zaman İran Şiileri ile araları açık olmuş, bundan dolayı da 1512 yıllarında öbür Kürt mirlikleri ile beraber Osmanlıya tabi olmuşlar. Bedirhaniler de öbür mirlikler gibi Osmanlıya vergi vermiş, savaşlarda asker vererek varlıklarını garantiye almışlar.  1803 yılında 2. Mahmud dönemin de gelişen Türk milliyetçiliği ile çıkarılan merkezileştirme politikası, Meclisi Mebusenin  bütün mirliklerin tasfiyesine karar vermesiyle durum tersine döndü ve kederli yıllar başladı.

    Osmanlı ordusu tam 42 sene bu Mirliklerin tasfiyesi için uğraştı. Çok kan döküldü, yıkımlar, sürgünler, idamlar, karışılıklar… En son 1845 yılında son Kürt Mirliği, Botan Mirliği de son Mir Kamuran Bedirhan’ın yeğeni Ezdin Şer’in  ihaneti ile yıkılır. Kamuran Bedirhan tutuklanır. O zaman 4 eşi, 14 cariyesi ve söylentilere göre 99 çocuğu vardı. Mir mahremleri ile Girit adasına sürgün edilir. Ölümüne kadar dışarı çıkması engellenir. Bir ara habersiz Şam’a gelir ve 67 yaşında orda ölür. Ailenin diğer fertleri bir seneden fazla yollardan kaldıktan sonra İstanbul’a yerleştirilirler.

   Yaklaşık elli yıl sonra Bedirhanilerin İstanbul’da sayıları yüzleri aşar. Devlet kademesinde görevler alırlar. Hatta Sultan Abdülhamit mirin oğlu olan Emin Ali Beg’e Osmanlı rozetini takar. Osmanlıda sadrazamlar, reisler, bir çok alt görevleri yürütenler genelde dışardan gelen kişilerdir. Bu durum aralarında bir rekabet ve hoşnutsuzluk yaratır. Arnavut kökenli bir paşa Bedirhanileri hiç sevmez ve aleyhlerinde çalışır. Sonunda başarır ve Osmanlı’nın üstün madalyasını takan Sultan Abdulhamid Bedirhanilerin İstanbul’dan sürülmerini imzalar.

    Bunun üstüne aile birkaç kişinin dışında toplanır. Sayı yüzlercedir. Bir kaynağa göre sayı 160 kişiden oluşuyordu. Bunlar bir gemiye bindirilir. Gemi İstanbul’dan Kahire’ye doğru yola çıkar. Vardığı her bir limanda bir iki aileyi bırakıp gider ve  sonunda da Mısır’a ulaşır. Bedirhaniler’in bir kısmı daha önce Osmanlı’ya yakalanmadan zaten Mısır’da kalıyorlardı. Bu şekilde Bedirhani ailesi darmadağın oldu. Bugün başta Avrupa olmak üzere Kahire, Şam, İstanbul ve dünyanın çok değişik yerlerine dağılmış, birbirinden kopuk bir aile oluştu.

    Son olarak Menderesle idam edilen Fatin Rüştü Zorlu da Kamuran Bedirhanın torunu idi. Şam’da Hawar dergisini çıkaran ve  latin Kürt alfabesini hazırlayan Celadet Eli Bedirhan da, Mısır’da tarihin ilk Kürt gazetesini yayımlayan, Mithat Bedirhan da. 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER