SİBER SUÇLAR (1)

Sadece Batman’ da geçen ay içerisinde resmi ifadeyle “Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık” suçundan aranan 222 şüpheli şahıs yakalanmış. Yakalananların 10 tanesi tutuklanarak demir parmaklıklar ardına konmuş.

Yani Dolandırıcılık kılıf değiştirdi.

Sahtekârlık ve insanları dolandırma şekli/tarzı yeni boyutlar kazanarak bir bakıma sanal ortamlarda gerçek olmayan mekânlarda gerçekleştirilmeye başladı.

Vatandaşların kişisel bilgilerini ve sosyal medya hesaplarını ele geçirerek dolandırıcılık işlemlerinde kullanılması sık rastlanan bir durum oldu. Özellikle sahte alışveriş siteleri üzerinden insanların sahtekârlık olayına düşmesi olağanlaşmaya başladı.

“Tedbir” ve “Takip” sanırım başvurulması gereken iki ana kavram olarak karşımızda durmaya devam edecek. Çünkü resmi işleyiş ve tedbirler yetmiyor. Bireysel önlem alma ve kontrol etme yanında açıkgöz olmak zorunluluğuyla karşı karşıyayız.

Batman’ da sayının çok olması şaşırtıcı değil. Ülke itibariyle ortadaki tehlike dünya geneli bir sıkıntının varlığını ortaya çıkarmakta. Çünkü insanlar “Kolay para kazanma” ya da “Kısa yoldan köşeyi dönme” gibi hayali sevdalar peşinde koşma derdine düşmüş durumda.

Düşüne biliyor musunuz?

Görmeden ve tanımadan birileri sizi dolandırmayı becererek hakkınızı yok ediyor. Tanımadığınız veya bir araya gelmediğiniz birileri sadece kişisel/şahsi bilgileriniz üzerinden sizin olanı kendisine alıyor.

Eskiden “Hırsızlık” vardı. Ayrıca bu işi meslek edinen belli tip “Hırsızlar” vardı. Evlere ve işyerlerine girmenin yanında günlük ortak mekânlarda fırsatını buldukları ufak çaplı eşyaları veya paraları çalarak hırsızlık olayını gerçekleştiriyordu.

Fazla olmayan sayıdaki hırsızlar bazen tanınan tipler olduğundan tedbir alma olasılığı artıyordu. Evlerin güvenlik altına alınmasıyla çalınma tehlikesi bir nebze önlenebiliyordu.

İlginç olan günümüz dünyasında hırsız sayısının gösterdiği artış!

Normal hırsızlık olayları büyük oranda artarken, hırsızların artık korkmadan hareket ettiği ve kimseden çekinmedikleri görülüyor. Yasal engellerin olmaması veya cezai müeyyidenin yetersiz kalması en büyük etken olurken, her geçen gün hırsızlık olayları gibi “Sahtekârlık” ve “Dolandırıcılık” olaylarının da büyük çaplı artışlar gösterdiği görülüyor.

Basın organları ve haber kanallarında dolandırıcılık üzerine yapılan haberlerin tamamen “Kandırmaca” ve “Korku” içerikli olduğu görülüyor. İnsanları kandırma yoluyla yapılan dolandırıcılık unsuruna bir de değişik terör bağlantısı iddialarıyla korkutarak para/birikimlerini elde etme vakalarına rastlanıyor.

Yani insanların saf duyguları ve çekinme noktaları sahtekârlık ve dolandırıcılık için ana malzeme olmakta.

Bir de sanal ortam ve sosyal medya üzerinden yapılan hırsızlıklar ve kandırma girişimlerini düşünelim. Alış/veriş faaliyetleri üzerinden istenen paraların karşılığı olan malların gönderilmemesi ya da sahte ürünler sunulması hırsızlığı diğer bir adı olmakta.

Bu yüzden “Siber kavramı artık günlük hayatımızın olağan kavramlarından biri haline geldi.