Tüm övgüler-tüm takdirler-tüm beğeniler, Alemlerin sahibi, alemlerin besleyeni ve terbiye edip yetiştiricisi olan Allah’a mahsustur.Salat ve selam Kâinatın efendisi, insanlığı en doğru yola ileten, rehber ve rahmet Peygamberi, efendimiz Muhammed s.a.v’e olsun.
Kıymetli okurlar: Resülullah Efendimiz s.a.v’in bir konuda vermiş olduğu bir karara kalplerimizden en ufak bir sıkıntı, en küçük bir isteksizlik duymadan gönül rahatlığıyla teslim olup boyun bükmediğimiz sürece iman etmiş sayılmayız. Rabbimiz tarafından iman etmiş olmanın, mü’min olmanın şartı olarak önümüze getirilen bu âyet gereği, Allah ve Resûlü’nün önüne karar, hüküm verici, yasa ortaya koyucu, hayat programı belirleyici, değer yargısı ortaya atıcı olarak, haram helâl sınırları belirleyici olarak geçmeye hakkımızın olmadığını bilmeli ve ona göre hareket etmeliyiz. İşte bu âyet-i kerîmede bize bu anlatılıyor.
Allah ve Resûlü ne diyorsa öylece kabul etmek, öylece inanmak, öylece hayat sürmek zorundayız. Allah ve Resûlü nasıl yaşayın demişse öylece yaşamak zorundayız. Allah ve Resûlü neye helâl, neye haram demişse öylece kabul etmek zorundayız. Allah ve Resûlü neleri sevin demişse onları sevmek, nelerden uzak durun demişse onlardan kaçınmak zorundayız. Unutmayın ki Allah ne yaptığımızı, nasıl yaptığımızı, nasıl bir hayat yaşadığımızı bilendir.
Şimdi bu âyetin emriyle kendi hayatlarımızı bir sorgulayalım… Acaba bizler Müslümanız dediğimiz halde, Allah ve Resûlü’ne iman ediyoruz dediğimiz halde kendi bilgilerimizi, kendi anlayışlarımızı, kendi önyargılarımızı, kendi hevâ ve heveslerimizi Allah’ın Kitabının ve Resûlü’nün sünnetinin önüne mi geçiriyoruz? Kitabın ve peygamberin önünde mi gidiyoruz? Kitaba ve peygambere danışmadan mı bir hayat yaşıyoruz? Acaba Allah’a, Allah’ın Kitabına, Allah’ın peygamberine sormadan bizler kendi kendimize hayat programı yapmaya mı çalışıyoruz?
Ne yapacağımızı, nasıl yaşayacağımızı, nasıl giyineceğimizi, çocuklarımızı nasıl ve nerede eğiteceğimizi, nereden kazanıp nerelerde harcayacağımızı, hangi meslekleri seçeceğimizi Allah ve Resûlü’ne sormadan kendi kendimize belirlemeye mi kalkışıyoruz? Yani bizim hayat programlarımızı kim belirliyor? Çocuklarımızın mektebine, evimize, malımıza, dükkanımıza, tezgahımıza, düğünümüze, derneğimize, hukukumuza, eğitimimize, sosyal ve siyasal yapılanmalarımıza gündüzümüze, gecemize ilişkin programlarımızı kim yapıyor? Tüm bu programlarımızı Allah ve Resûlü mü belirliyor yoksa biz mi belirliyoruz? Allah’ın Resûlü mü belirliyor yoksa bizim heveslerimiz mi?. Hayatımızın kaçta kaçına Allah ve Resûlü karışıyor? Kaçta kaçına biz kendimiz. Eğer nefislerimiz, arzularımız, heveslerimiz buyuruyor biz yapıyorsak, arzu ve hevâlarımız istiyor biz yapıyorsak, o zaman bilelim ki biz de Allah ve Resûlü’nün önüne geçiyoruz demektir, Allah korusun.
Kıymetli Okurlar: Ne kendimiz bu kitabın ve peygamberin önüne geçeceğiz, ne de başkalarını, başka şeyleri, başka kitapları, başka sistemleri, başka yasaları bu Kitabın önüne geçireceğiz. Ne bir oyun ve eğlenceyi, ne bir felsefî hareketi, ne bir mal, mülk hesabını, ne de bir makam hedefini bu kitabın önüne geçireceğiz. Bu Kitabın ve bu peygamber sünnetinin önüne hiçbir şeyi geçirmeyeceğiz. Hayat felsefemizi bir kenara bırakacağız, cemaat felsefemizi bir tarafa bırakacağız, hizipçiliğimizi, grupçuluğumuzu bir kenara bırakacağız.Sadece Rabbim bana ne dedi, Resûlüm benden nasıl bir hayat istedi diye, Rabbimin istediği hayatı Resûlüm bana nasıl örnekledi diye Allah ve Resûlü’ne kulak vereceğiz.
Bu kitabı ve peygamberin sünnetini elimize alacağız. Tüm varlığımızı, kalbimizi, gözümüzü, kulağımızı, düşüncemizi, amelimizi bu kitaba ve peygambere çevireceğiz. Tüm varlığımızla Allah’a ve Resûlü’ne yöneleceğiz. Her şeyimizi Kitaba ve peygambere endeksli yapacağız. Kitapla düşüneceğiz, peygamberle yürüyeceğiz Tüm hayat problemlerimizi vahiyle çözümleyeceğiz. Vahiy kaynaklı bir hayat yaşayacağız. Hayat felsefemizi bir yerlerde oluşturup sonra da bunu vahye onaylattırmaktan vazgeçeceğiz. Kitabı ve sünneti emellerimize ve yaşantılarımıza alet değil, rehber kabul edeceğiz. Tüm öncelikli bilgilerimizi atıp vahye yöneleceğiz. O ne dediyse, nasıl dediyse öylece kabul edip bir hayat yaşayacağız. İşte yüce Rabbimiz ve O’nun yüce Resulü bizden bunları anlamımızı ve yapmamızı istiyor.
Rabbim bu istikamette yürüyenlerden eylesin. Sadece Kendisinin ve Resulünün çizmiş oldukları yolda yürümeyi nasip etsin.Hiçbir bir konumda ve meselede önlerine geçmeyenlerden kılsın.Ve tüm İslam ümmetini ve bizleri,bu iki kaynağa sarılarak,bunlara göre bir hayatı yaşayanlardan eylesin.AMİN
YORUMLAR