Değer kaybı yaşamak!
Her geçen gün sahip olunan değeri ve sosyal kimlik manasını itibarsızlaştıran olayların altında ezilmeye başlamak.
İnsana ve mesleğe anlam katan tüm ilkelerin yok olmasıyla mesleki bilinçten kopma şansızlığını duyumsamak!
Ama…
Gösterilen performans ve işe verilen önemin karşılığı yetersiz ücretler, kısıtlı özlük hakları ve veli tepkisi olsa da öğretmenlik bilincini kaybetmeden, çocuk/genç kuşağın zihinlerine taze filizlerin ekilmesi için çaba göstermeyi ilke edinmek.
Yapılan mesleğin değerini ve manasını yüreğinde soğutmadan, duyumsanan bağlılık hislerini anlamlı hale getirme derdiyle “Eğitmen” olma sırrına ulaşmaya çalışmak.
Öğretmen olmak, eğitmenlik mesleğinin sırrına ermenin ve öğreticilik misyonunun hikmetinin farkında olmanın bir gereğidir. Bazı mesleklerde asıl değer ve anlam, hayata katılan mana ile kıyaslandığı zaman ortaya çıkan fayda ile belli olur.
Çevre elemanlarının yaşamımıza olan değeri ve önemi kadar anlamı da ağırlık kazanmalı ve insanı şekillendiren, topluma kazandıran manası ile düşünülerek konumlandırılmalıdır.
Öğretmenlik çevre elemanlarıyla uyumlu olmanın, insana önem vermenin, insanı eğitme ilkesiyle hayatına dokunabilmenin, sadece insanı değil toplumu da şekillendirebilmenin ortak paydalarında buluşma amacı güden dertli adayların uğraş alanıdır.
Bu manada özel günlerin ve günü geldiğinde hatırlanan öğretmenlik gibi özel kimliklerin genel faydaya olan katkısı, bizi biz yapan insani değerlerle orantılıdır. 5 Ekim veya 24 Kasım olarak akıllara gelen ve sadece bir günlüğüne hatırlanma özelliği taşıyan öğretmenlere verilen değer, ne yazık ki tatmin edici bir misyon ortaya koyamamakta.
Ne yazık ki sadece ücret konusu ve özlük haklarının yetersizliği ile alakalı görüşler ön planda tutularak, öğretmen kimliği ile ilgili yersiz ve haksız hesaplamalar ve değerlendirmeler yapılmakta.
Unutulan nokta, öğretmenlik kimliğinin sadece işin alfabesini öğreten bir sorumluluk taşıma bilinci olmadığıdır. Bu kimliğin canlı varlığın gelişim evrelerinde etkili olduğu, zihinsel ve bedensel gelişimine yön verdiği, sosyal ve kültürel gelişim aşamalarının kazanılmasında temel olduğu unutuluyor.
Eğitim-öğretim metotları, öğrenci gelişimi, Yöneticilik ve Okul idaresi, kişisel gelişim süreçleri, gelişim evreleri ve zihinsel donanım, eğitim materyalleri, öğrenci merkezli meslek edindirme ve bunların ana kaynağını oluşturan öğretmenin rol edindiği mesleki liyakat konusunda yeterince sorgulamalar yapılmamakta.
İnsanoğlunun, kim ne derse desin, hayatında gelişim evrelerinin önemli bir kısmını kapsayan ve sergilediği rollerle kalıcı izler bırakan öğretmenlerin yaşama dair katkısal süreçleri asla ve asla yok sayılamaz.
Özdeşim kurmanın getirdiği rol-model yansıması, öğrencide kalıcı davranış kalıpları doğurmaktadır. Öğrenme belli dönemlere has bir süreç ve gelişim evresi iken eğitim tüm hayat boyu süren ve bitmeyen bir uygulama olarak bir takım uzman insanların elinde, yani öğretmenler tarafından şekillenici yaşam modelleri oluşturmaya devam eder.
Öğretmen sadece sınıf ortamının bir aktörü değil, aynı zamanda hayat sürecinin temellerini atan ve farkında olunmayan bir uzmandır.
Toplumsal bakış açısının öğretmenlere yönelik olumlu tarafı kadar öğretmenlere yönelik olumsuz yansımaları da var. Mesai saatlerinin azlığı, fazla tatil yapılması, yüksek ücret aldıkları gibi yersiz suçlamalar olumsuz eleştirilerin odağında bulunan öğretmenler için moral bozukluğu yaratmakta.
Ayrıca ülke genelinde 1 milyonun üzerinde olan öğretmen sayısının az bir potansiyel olmadığı düşünülürse, arada çıkan olumsuz karakterlerin ve hata yapan öğretmen tiplerinin yanlışlarının tüm camiaya mal edilmesinin sıkıntısı ayrı problemler doğurmakta.
Nihayetinde öğretmen olmakla her şey hal olmuyor.
Öğretmen olmak insani özelliklerden soyutlanma manası taşımıyor.
Hata yapmak ve görevini aksatan sıkıntılar yaşamak, tüm öğretmenlere vurulacak olumsuz bir etiket olmamalıdır.
Öğretmen, kendi kimliğine sahiplenme konusunda ortaya koyduğu performansın düşük kalitede olmaması gerektiğinin farkındadır. Öğretmen, kendini sorgulamasını bilen ve öğrenci gelişimi kadar kendi şahsi gelişimini de ilerlemeye tabi tutan bir düşünce yapısını temele oturtmaktadır.
Öğretmenin yeterlilik ve liyakat özelliği, öğrenci gözünde ve veli nazarında verimliliği artırması gereken göstergelerdir. Kişisel gelişim ve çağın koşullarında bilimsel gelişim donanımı edinme çabası öğrenciye kazandırdığı kadar öğretmene de kazandırır.
Umutları sonlandırmayan, hayal gücünü gerçek yaşama aktarma başarısı gösteren, taze beyinleri sosyal, zihinsel, ruhsal ve fiziksel yönden geliştiren bilge/rehber öğretmenlerimizin günü kutlu olsun.
Cesur olmayı, onurlu bir yaşama kavuşmayı, işe yarar olma bilinci aşılamayı, hayatta mutlu olmayı becerebilmeyi öğreten bilgelere katacakları değer için şükran temennilerini sunmak gerekiyor.
YORUMLAR