Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cengiz Haşimoğlu

SAYGI VEYA HOŞGÖRÜ SINIRI (1)

Yok olma riski taşıyorsa, hiçbir şey zorla yoluna konamaz. İstenmiyor ve kabul edilmiyorsa, hiç kimseden zorla bir eylemde bulunması veya olumlu davranışlar sergilemesi beklenemez.

Sosyal yaşam alanlarımızda gerek kendi çevremiz gerekse toplumsal çevre itibariyle korunması gereken birçok sınır vardır. Kabul edilse de ret edilse de insanların hem sosyal sınırları hem düşünsel sınırları hem de özel sınırları vardır. Bu sınırların ihlal edilmesi hoş karşılanmaz ve tepki doğurur.

Özellikle inanç ve hoşgörü konularında karşıdan olumlu elektrikler alınmaması çatışmaların yaşanmasında ana etkenler olmakta. Herkesin doğrusu kendi doğrusu ya da herkesin inancı kendi inancı olmakla birlikte saygı ve hoşgörünün aracılık yapmaması sonucu ortaya çıkan görüntüler her zaman yıkıcılık ve kötülük olmakta.

Umursamazlık had safhada!

Tahammül sınırları ortadan kalktı.

Değer vermemek veya değersiz görmek sınırsızca kullanılmakta.

Hoş görmek veya kabullenmek noktasında kimsenin sabrı kalmamış.

Saygı ve hoşgörü erdemleri sosyal hayat ve günlük yaşam alanlarında unutulan ve hatıra gelmeyen kavramlara dönüştü. Çünkü hiç kimsenin içinden saygı göstermek veya hoşgörülü olmak geçmiyor.

Kişisel beklentiler ve umursamazlık nedeniyle insana ait erdemlerin sergilenmesi zor geliyor.

Milyarlarca insan ve sayısız canlı türünün yaşam alanı olan yeryüzü, iyi ile kötü arasındaki mücadelenin sahnesi olmanın talihsizliğiyle önümüzde duruyor.

Sadece yaratılmış olma ve varlık kazandırma rolünü sergileyen evren, kendisine bahşedilen sorumluluğu yerine getirmekte hiçbir tereddüt yaşamazken; Canlı varlığın, özellikle insan gerçekliğinin iyi-kötü arasında yaşadığı çatışmalar önemli krizler ve yıkımlar ortaya koyuyor.

Nedeni de düşünürlerin genel ifadesiyle “insanların aralarına duvar örmesi”dir.

İnsanların gerek sosyal yaşam alanları gerekse doğal yaşam ortamlarında paylaşamadığı birçok şeyin olduğu düşünüldüğünde, çatışma ve aralarına aşılamaz duvarlar örmesi normal gelse de doğal olmayan ve yaratılış felsefesine aykırı olan içeriklere sahip olduğunu unutmamak lazım.

Saygı ve hoşgörü kavramlarının devreye girdiği zamanlarda insanların zihinlerinde canlandırması gereken uyarı “yaratılış mantığında herkes eşittir” olmalı.

Biraz daha özele indirecek olursak, inanç sistemimiz ve ilahi bilgiler “tüm insanlar arasında bir kardeşlik vurgusunu dile getirme ilkesi” ne bağlılık söylemlerine sahiptir.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER