İNTİKAM HİSSİ (2)

Terbiye, “Nefis” ile başlar ve ahlak terbiyesi ile devam eder, düşünce ve davranışların düzeltilmesi ile ilerleme gösterir. Sadece kurallara uymak ve var olan ortama uyum sağlayacak eylemlerde bulunmak değildir. İnsanın içinden gelerek, kendini düzeltmeye çalışarak ve ahlaksal olmayan tüm davranışlara son vererek terbiye sağlanır.

İnsan hayatının ve yaşam alanlarında bulunmanın gerektirdiği rollerin sosyalleşme ve kaynaşma üzerine olması gerektiği düşünülürse, çatışma ve sürtüşme eylemlerinin toplumu uçuruma götüreceği hafızalarda daha çok yer edinmelidir.

İnsan, toplumsal ilişkiler ile sosyal iletişim gerçekliğinin doğal bir elemanıdır. Toplumsal hayat ve sosyal iletişim uzlaşma, uyum, kaynaşma ve diyalog üzerine kurulmalı iken, anlaşmazlıklar ve uyuşmazlıkların ortaya çıkması halinde genel hukuk ve adaletkriterlerinin varlığına itaat etmenin mecburiyeti duymalıdır.

Ancak kötülüğün iyilik ile bir tutulamayacağı fark edilerek, kötülüğün önlenmesi ile kin ve nefretlerin ortadan kalkacağı düşünülerek, düşmanlıkların ortaya çıkmaması için merhamet ve masumiyet duygularının canlandırılması ile insanın erdeme ve hikmete ulaşması mümkün olur.

İntikam hissi kısa süreli bir nefret üzerine kuruludur. Sabır ve merhamet duygularının ön plana alınması sayesinde kin ve öç alma hisleri sonlanma sürecine girer. Bu yüzden birilerinden nefret etmek veya birilerinden intikam almanın yolu şiddet ya da saldırı pozisyonları değildir. Korunma ve güvenlik amaçlı fiili saldırılar karşısında yapılan savunmalar ve ortaya konan performanslar dışında, insanlara kin gütmek, genelleme yaparak düşman duygular beslemek doğru olmayandır.

Zamana bırakmak ve sıkıntılı dönemlerin geçmesini bekleyerek kişiye yönelik verilen zararları veya eylemleri umursamamak en etkili yöntem olmakta. Beklenmeyen gelişimler kat etmek, başarılı olarak insanların karşısına çıkmak, insanların dikkatini çekecek kişisel donanımlar edinmek başarılı olmanın yöntemleridir.

İnsana verilmeyen değeri ancak dikkat çekici başarı hikâyeleri ile tersine çevirebiliriz. Yani körü körüne intikam besleyici öfke nöbetlerinin hayatımızda yerinin olmadığı görülmeli, değer ve kıymet vermeyi de hak edelere yönlendirmeyi amaç edinmeliyiz.

İntikam ve öç duygusu şiddete dönüşmediği, saldırı ve yıkıcılık kimliği kazanmadıkça kişiye de topluma da zarar verici olaylara yol açmayacaktır. Önemli olan kabullenme ve topluluk içerisinde yaşamanın gereklerini yerine getirmektir.