Tüm övgüler-tüm takdirler-tüm beğeniler; Alemlerin sahibi, alemlerin besleyeni ve terbiye edip yetiştiricisi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam onun Resulü Muhammed s.a.v’e, O’nun tertemiz ehli beytine, seçkin ashabına ve kıyamete kadar onun izinden şaşmadan yürüyenlerin üzerine olsun.
Her insan yer yüzüne bir amaç uğruna gelmiştir. Bir misyonu üstlenerek gelmiştir. Öncelikli ve birinci hedefi Allah’a göre bir kul olmayı başarmak, O’nun memnun olacağı ve razı olacağı bir hayatı yaşamak ve yaşatmak olmalıdır. Bu mantıkla düşünülmeyen ve yaşanmayan her hayat, hayat olmadığı gibi, lanetlenmeye ve helak olmaya mahkum bir hayat haline dönüşür.
İşte bunlardan biri olan ve Müslüman bayanlarımızın takınmaları gerekli tavırla ilgili efendimiz a.s’den oldukça etkileyici bir rivayet geliyor. Bayanlarımızın içerisine girdikleri hal ve davranışları, giyim ve kuşamları ile alakalı bir rivayet. Şöyle buyuruyor: ”Ey insanlar ! Kadınlarınızı mescitte ziynet giyinmek ve böbürlenerek yürümekten alıkoyunuz. Çünkü İsrailoğulları mescitlerde böbürlenerek yürüyünceye ve kadınları da ziynetlerini giyininceye kadar lanetlenmediler. diye buyurmaktadır.
Bayanların bu durumunu lanetlenme sebebi olarak görüyor efendimiz a.s. Ziynetlerini kuşanıp, en güzel ve çekici elbiselerini giyerek, böbürlenerek, gösteri ve şatafatla yürümelerini lanetleme sebebi olarak görüyor. Yaşadığımız coğrafyanın ve ezelden beri İslam dan gelen örf ve adetlerimiz gereği, Bayanlarımızın içerisine girdikleri tuhaf ve akıl almaz değişimi, hal ve hareketlerini, tutum ve davranışlarını anlamakta bir Müslüman olarak güçlük çekiyoruz. Erkeğin bile yapmaktan haya ettiği hareketleri, bayanlarımız yapmaktan çekinmez olmuşlar. Giyinişleri, süslenmeleri, boya ve parfümlerinden geçilmiyor. Girmedikleri yer ve ortam maalesef kalmamıştır. Açık giydirdiklerimizin yanında Örtülülerimizin de bunlardan farklı yanı kalmamış. İnançla örtü birbiriyle asla örtüşmüyor. Neden örtüyoruz? Allah’ın bir emri gereği değil mi ? evet. Ama Allah böyle bir örtünmeyi ve örtüyü emretmemiş ve kabul de etmeyecektir.
“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve diğer mümin hanımlara söyle; toplum içine çıkacakları vakit, başörtülerini taksınlar ve vücut hatlarını tamamen kapatan dış kıyafetlerini üzerlerine örtsünler. Gerek giyim kuşamlarında, gerek söz ve davranışlarında mümin bir hanıma yaraşan ağırbaşlı ve edepli tavrı göstersinler. Bu, onların saygıdeğer ve iffetli bir kadın olarak tanınmaları ve böylece, ahlâksız insanlar tarafından sözlü veya fiili tacize uğrayıp incitilmemeleri için en uygun çözüm yoludur. Çünkü Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. buyurmaktadır. (Ahzap:59)Bir başka ayeti kerime:
“İnanan kadınlara da söyle: Onlar da bakışlarında ölçülü olsun, bakılması uygun olmayan yerlere bakmaktan sakınsınlar. Her türlü ahlâksızlıktan, çirkin davranıştan uzak durarak, iffet ve namuslarını korusunlar. Toplum içine çıkarlarken, beşerî münâsebetlerin gereği olarak ve İslâm toplumundaki örf ve âdetlere göre açılmasında sakınca görülmeyen ağız, göz, el, ayak gibi uzuvlar veya elde olmayarak görünen yerler hariç, kadınsı câzibe ve güzelliklerini mahrem olmayan yani kendisiyle evlenmeleri ebediyen haram olmayan kimselere göstermesinler. Bir de, başlarına alacakları örtülerini, saçları, kulakları, boynu, gerdanlığı ve göğsü örtecek biçimde yakalarının üzerinden salıversinler’
Gerek giyim kuşamlarında, gerek söz ve davranışlarında, mümin bir hanıma yaraşan ağırbaşlı ve edepli bir tavır takınsınlar. (Nur 31)
Değerli Okurlar; Bizler toplum olarak önceden bu değerlere çok önem verirdik.
Örf ve geleneklerimizde de bunlar yoktu daha çok kısa bir süreye kadar. Neden yoktu? Neden bu hale geldik.? Çünkü o zamanda örflerimizin çoğu din kaynaklı elde edilen adetlerdi. Çoğunu din oluşturuyordu. Mesela; Söz, itibar, güven, emanet, itibar, şefkat, merhamet, haya, edep, ve namus,,,,,,, hepsi dindendi. Peki şimdi neden son süratle bu hale geldik. Ne oldu da kıymetli okurlar hepimiz değişiverdik. Düşünebiliyor muyuz ?
Tek sebebi; Dinden uzaklaştık, dini arkamıza aldık, dinle terbiyelenmek istemedik. Allah’ı ve Peygamberi adeta hayatlarımızdan dışladık. Evlatlarımızın maneviyatları bizleri hiç ilgilendirmedi sadece dünyalıklarıyla ilgilendik. Böyle de olunca gayri İslami düşünceler arttı, ideolojilerin çarpık zihniyetli düşünceleri aramıza,olması gereken düşüncelermiş gibi enjekte edildi.Top ve tanklarla bile yıkamadıkları namus anlayışımızı siyasi, ideolojik ve teknolojik manevralarla yıkmaya çalıştılar ve bunu da başarıyorlar. Ve daha birçok sebep. Bizlerde böyle bir tarzı yavaş yavaş benimsiyor, sindiriyor ve kabul ediyor hale geliyoruz.. Müslüman bir kadınının onuru, iffetidir. Örtüsü; hayası ve edebidir. Dışarılarda akşama kadar cirit atması değildir. Bayanlarımızın giyimine, örtüsüne hal ve hareketlerine dikkat etmek zorundayız.
Bakın efendimiz ne buyuruyor: ”Bir bayanın Allah’a en yakın olduğu an evdeki anıdır. Şeytana en yakın olduğu anda dışarıda ki anıdır” diye buyuruyor yüce Peygamber s.a.v.
O açıdan; Bunları çok ciddi bir şekilde gözden geçirip tedbirini bulmak zorundayız. Bu görev kimlere düşüyor kıymetli okurlar. Uzaydan gelecek birilerine veya sihirli bir değneğe değil. Sorumluluk sahibi olan ve öteki dünyada bunların hesabını Allah’a verecek olan babalara düşüyor, annelere düşüyor, kardeş ve ağabeylere, akrabalara, daha doğrusu söyleme ve ikaz etme durumuna sahip olan bütün herkese düşmektedir.
Bunların yanlışlarından ötürü olanların hesabını Allah’a biz vereceğiz.O gün hiçbirimiz bu sorumluluktan yakamızı kurtaramayacağız kıymetli okurlar bunu bilelim. Ona göre de iş işten geçmeden bugünden tedbirimizi alalım.inş
Mevlam bu tedbiri alanlardan eylesin. Cümlemizi bu konuda Allah’a hesabını iyi verenlerden eylesin. Allah ve Resülullah s.a.v’ın hatırını hiçbir hatıra değiştirmeyenlerden eylesin. Dinimizin emrettiklerini, hiçbir düşünce, görüş ve ideolojiye kurban etmeyenlerden eylesin. İslamın emrettikleriyle yetinip bunlardan uzaklaşmayanlardan ve tabi olanlardan eylesin.Ve bizleri yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden muhafaza eylesin. AMİN
YORUMLAR