Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dyt.Hülya Özel

Algıda Kilo?

 

İnsan biyolojik, fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişkenleri olan bir varlıktır. İnsan bedeni, psikolojik ve fizyolojik açıdan bir bütün olduğunda sağlıklıdır. Kişi bedeninde bir değişiklik istiyorsa, tek başına beslenmesinde bir değişiklikten ziyade, düşüncesinde de değişiklik yapması gerekir. Sonra da bunu hayatına aktarması lazım tabi. 

 

Sırf kendimizi başkalarına beğendirmek için, başkaları terk etmesin diye çaba gösteriyoruz bazen, ister istemez?

Bu elimizde değil çünkü karşıdaki kişiye çok değer veriyoruz. Ama unutmayalım ki her şey karşılıklı. Güven, sevgi, saygı… Bunlar tek taraflı olmaz.

 

Bir çok kez diyete başlayıp istediğin hedefe ulaşınca korumakta zorlanmışızdır. Ya da çok kilo vermem gerekiyor yapamam deyip hiç başlamamışızdır. Hayatınızdaki kararları kendimiz için değil başka insanların söylediklerine isteklerine göre alıyoruz. Kiloyu kim belirliyor: Görseller, sosyal medya, anne, eş, rüyalar, aşık olduğumuz çocuk vs. sosyal medya veya komşu hikayelerindeki mucize diyetler. Gerçekten biz mi istiyoruz yoksa etraftaki kişiler mi?

 

Çoğumuzun söylediği duyduğu ya da düşündüğü cümleler:

‘Ah bi zayıflasam veya ah bi kilo alsam , çok mutlu olacağım’

‘Şuanki halim ( fazla veya eksik kilolarım ) beni mutsuz ediyor’

Eşinin fazla kilosundan şikayetçi olan ‘hayvan gibi oldun’ diyerek ona kilo verdireceğini zannediyor. Yine çok zayıf olana ‘ele gelmiyorsun kilo al, böyle güzel değilsin’ demekle motive edeceğini sanıyor. Dahası kilo durumunu aldatma-boşanma bahanesi yapan insanlar(!) da var. 

 

Kiloyu güzelliğe, başarıya, yeterli olmaya bağlıyoruz. Mutluluğun anahtarını kilo alma-vermede sanıyor ve mutsuzluğu kiloya bağlıyoruz. Gerçek ise, bir mutlu olsan mutlu olmaya çalışsak, kilo iyileşmesi arkasından gelecek. Bizi önemseyenleri, bizden utanmayacak ve bizi olduğumuz gibi sevenleri hayatımızda tutup gerisini çıkarırsak daha sağlıklı oluruz. Öncelik sağlıklı kilo aralığında olmak olduğu kadar, bedenen ve ruhen de tam bir iyilik halinde olmak. 

 

Mutluluğu yada mutsuzluğu kiloya bağlamak aslında mutlu olamamanın ya da daha iyi hissetmemenin arkasındaki gerçeği örtüyor. Yemek kalp kırıklığını iyileştirmez.Yalnızlığı, sıkılmayı, üzülmeyi, kaygıyı çözmez. Yemek sadece açlık problemini çözer. Yemekle problemlerden bir süreliğine kaçabilir onları gölgeleyebiliriz ancak elinde sonunda yine onlarla karşılaşmak durumunda kalırız. Bu yüzden çözüm buzdolabına-mutfakta değil. 

 

Hepimiz belirsizlik, stres ve kaygı dolu günlerden geçiyoruz. Böyle zamanlarda artan kortizol hormonu etkisiyle, anlık mutluluklar için yüksek yağ ve şeker içeriğine sahip gıdalarla kendimizi rahatlatmaya çalışabiliyoruz. Duygusal yemeyle başa çıkma adına, her zaman önerdiğimiz gibi beslenme günlüğü tutmaya devam etmenizi, kaygı düzeyinizi arttırmamak adına haftada bir kezden fazla tartılmamanızı, yalnızca yemek masasında ve öğün saatlerinde yemek yemenizi, öğün atlamadan, yüksek hacimli, düşük kalorili, gözünüzü, ruhunuzu ve midenizi doyuran gıdalarla beslenmenizi öneriyorum. 

 

Bugünler elbette geçecek, önemli olan bizim bu süreçten çıktıktan sonra nasıl birisine dönüştüğümüz… Kendimizin, ailemizin, ülkemizin ve dünyamızın hem fizyolojik hem de psikolojik olarak sağlıklı, çalışkan ve üretken bireylere her zamankinden daha çok ihtiyacı olacak.

 

 Olmaz dersin olur, yapamam dersin yaparsın. Bu hayatta her şeyi inandığın kadar başarırsın. Ayrı ayrı olsak da, hep birlikteyiz. Desteğe ihtiyacınız olursa buradayım. Birlikte çok daha güçlü, çok daha güzeliz. Sağlıkla kalın… 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER