Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sabahattin Hamidi

RAMAZAN SOHBETİ (14)

     ŞU ONBEŞ ŞEYİ YAPAN TOPLULUKLARA BELA YAĞAR

Yüce Allah buyuruyor:  

   “Ey insanlar! Allah, içinizden iman eden ve bu imanın gereği olarak dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyanlara söz vermiştir:

Onlardan önce gelip geçen dürüst ve erdemli milletleri egemen kıldığı gibi, onları da yeryüzünde egemen kılacak, onlar için beğendiği inanç sistemini ve bu inanca bağlı hayat tarzını hem gönüllerde, hem de yeryüzünde sapasağlam yerleştirecek ve yaşadıkları sıkıntıların, korkuların ardından onları güvenlik ve esenliğe kavuşturacaktır.  Öyle bir emniyet ki, güven ki; yalnızca Bana kulluk eder, hiç kimseyi ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar.

 Her yer ve her iş Allah’ın hakimiyetine girer ve İslama göre şekillenir.

Bütün bunlardan sonra, her kim inkâra saplanacak olursa, kesinlikle yoldan çıkmış demektir. ” buyurmaktadır.Nur,55

*Kurtuluş reçetesi budur.

*Bunun gereği bir Müslümanlık yaşanmazsa ümmet perişan olur. İnsanlık perişan olur. Yüce Peygamber sav; Ümmetim şu onbeş şeyi yaparsa Bela ve musibetlere maruz kalır. İşte o bela ve musibetlere maruz bırakan maddeler:

1: Devletin hazinesi, belli insanlar tarafından ganimet olarak kullanılındığı zaman.

2: Emanetler ganimet olarak görüldüğü zaman. Emanete İhanet edildiği zaman. Emanetlere sadakat kalmadığı ve önemsiz görüldüğü zaman.

*Müslümanı yakından ilgilendiren bir madde. Kişiyi Münafık olmaya iten alametlerindendir.

3: Zekat eksiltildiği zaman, eksik verildiği zaman. Verilmediği zaman. Zekat namazla beraber zikredilen bir ibadettir dinimizde, Sosyal dengeyi sağlayan -Birlik berberliği pekiştiren, kardeşliği tesis eden bir özellik taşımaktadır.

4: Erkeğin Bayanına itaat ettiği zaman. Emri altına girdiği zaman.Yani Ğayri islami ve uygun olmayan İstek ve arzularıyla yönlendiği zaman. Yine Peygamberimiz sav buyuruyor: “İdarecisi, yöneticisi bayan olan bir kavim iflah etmez” diye buyurmaktadır. Hayra götürücü yolların ve uygulamaların dışında, kadının erkeğine itaati mecburidir. Kadının bu boyutlara gelmesinin sebebi de erkekten başkası değildir.

5: Anneye isyan edildiği zaman. Konuyla ilgili karnelerimiz maalesef çok zayıftır. Allah’tan sonra itaati mecburi olan varlıktır anne. Cennete giden yollar ayakları altındadır.İşte bu kutsal varlığa isyan edildiği zaman.

6: Dostuna iyilik yaptığı,

7: Babasına eziyet ettiği zaman. Halbuki tezat bir durumdur. İyiliği, ihsanı,  ve sevgiyi öncelikle babasına vermesi gerektiği yerde, dostuyla iyi geçinir ama babasını takmaz ve ondan uzak durur. İşte bu bela ve musibetlere uğrama sebebidir.

8: Mescitlerde sesler yükseltildiği zaman. Dinlememezlik yapılınca-gereksiz ve Allah’ın evine yakışmayan söylem ve eylemler yapılınca. Halbuki Allah’ın evlerinin ciddiyetine yakışır tavır ve davranışlar sergilenmelidir.

9: Kavminin idarecisi en kötüsü, en rezili, ve en işe yaramayanı olunca.

Kötü ve ehil olmayanların insanları idare etmesi. Bela ve musibetlere uğruyorsak, sıkıntı ve kaos ortamları yaşıyorsak, huzursuz ve emin değilsek; demek ki en kötülerimiz bizleri yönetmiş oluyor. Efendimiz sav buyuruyor:”Nasıl iseniz öylede yönetilirsiniz” diye buyurmaktadır.

10: Şerrinden korkulduğu için adama ikram yapıldığı zaman. Müslüman kişinin şahsiyetine hiçte yakışmayan bir davranış biçimidir. Müslümana yakışan Sağlam ve imanlı bir duruş sergilemek olmalıdır.

11: İçkiler içilince. Kuranında beyan ettiği. اجتنبوا أم الخباءثِ

12: İpek giyilince, elbiselerdeki kötü ve gereksiz israflar yapıldığı zaman.

13: Dansöz kadınlar tutulunca, halay çeken kadınlar düğün ve derneklerde, televizyon ve özel günlerde oynatılınca.

14: Çalgılar kullanılınca. Her alanda kullandığımız ve maalesef hepimizin müptelası olduğu bir hal almış bu durum.

15:Bu ümmetin sonundakilerin öncekilere lanet okuduğu zaman. Yani onları beğenmediği zaman-aleyhlerine girdiği zaman-bırakın hürmet etmeyi bilakis kötülediği zaman.

Çevremizde görüyoruz ve şahit oluyoruz. Tvlerden dinliyor ve seyrediyoruz. ne okuduğunu bilmeyen ve okuduğundan bir şey anlamayan -veya bu dini kendi yorum ve kuruntularına alet eden nice insanlar vardır- Bu bilgilerini kendilerine borçlu olan kimselere atıyorlar. Halbuki;

yüce Peygamberimiz buyuruyor:”Bu ümmetin sonu islah olmaz, ancak öncekilerin onunla islah oldukları şeyle olur.” diye buyurmaktadır.  

işte böyle olunca; Öyleyse bekleyiniz. Diyor  Peygamberimiz sav: Neyi,,

İşte şunu;

 – Kızıl rüzgarı

– Çöküntüleri ve Depremleri, veya        

– İnsanın tabiatının değişmesini, şeklinin değişmesini, İnsanlıktan uzak tutacak Ahlak değişmesini. Bunun içerisine her türlü ğayri islami hareket ve muamele…Eski kavimlerde şekiller değişirdi. maymuna, domuza  çevirilenler vardı. Efendimizden ötürü o dönüşüm olmayacak fakat bunlar olacak. Şeklinin değişmesiyle aynı şey aslında.İman ve ahlak kalmayınca gerisinin bir anlamı yok zaten…..

– : Ve Atılacak. Ne atılacak. -insanı öldüren mermiler-bombalar atılacak. Gökten  belalar yağacak, afetler yağacak, ölüm, bela, musibetler ve daha niceleri,,, yağacak. İşte bu 15 madde.

*Ne kaldı ki kıymetli okurlar, bizlerin yaptığı fiil ve hareketlerden kaynaklanıyor bunların tümü.

* Yapmama iradesine ve gücüne sahip olan yine bizleriz.

     Mevlam o gücü ve kudreti versin. Allah’ın dini ile terbiyelenmeyi nasip etsin. Hayatına onlarla yön verenlerden eylesin. Zamanın fitnelerinden ve karanlıklarından bizleri ve tüm ümmeti muhafaza eylesin.

 

 

AYETİ KERİMELER:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla!

 “Peygamber, müminlere kendi öz canlarından daha yakındır. Bir müminin ailesi, eşi ve çocukları ona zarar verebilir, ona bencilce davranabilir, onu yanıltabilir, onun günah işlemesine sebep olabilir, hattâ onu cehenneme sürükleyebilir. Fakat Peygamber, onları sadece ebedî saâdete götürecek davranışlarda bulunur. Öyleyse, müminler onu dünyadaki herkesten ve her şeyden daha çok sevmeli, onun verdiği kararları kendi tercihlerinden üstün tutmalı ve her emrine boyun eğmelidirler. Bu bakımdan Peygamber, müminlerin babası durumunda olup, onun eşleri de müminlerin anneleri hükmündedir.

    Bu yüzden, Peygamberin ölümünden sonra bile onlarla evlenmek haramdır.

Ancak bu hüküm, müminlerle onlar arasında miras hukukunu gerekli kılmaz. İslâm inancı bütün müminleri birbirine kardeş yapmıştır; ancak bu kardeşlik bağı, onları birbirlerine mirasçı kılamaz. Çünkü Allah’ın kitabına göre yakın akrabalar, birbirlerine mirasçı olmaya, diğer müminlerden ve hattâ, Allah için yurtlarını terk eden muhacirlerden daha uygundurlar. Bu yüzden, miras hukukunu gelenek ve göreneklere göre değil, Allah’ın kitabına göre belirlemeli ve yalnızca hak sahiplerine pay vermelisiniz. Ancak dostlarınıza malınızdan vasiyet ederek onlara bir iyilik yapmak isterseniz, o zaman başka. Çünkü aranızda hiçbir kan bağı olmayanlara da, malınızdan —üçte birini geçmemek şartıyla— vasiyet edebilirsiniz. Mirasın nasıl pay edileceğine dâir bu hükümler, Kitapta (4. Nisa: 7-14 ve 176. ayetlerde) ayrıntılı olarak belirtilmiştir. (AHZAP:6)

 

HADİSİ ŞERİFLER:

*Efendimiz s.a.v şöyle buyuruyor“ Üç şey kimde bulunmuşsa gerçek imanın tadına ermiştir. Allah ve Resulünün her şeyden çok sevilmesi, sevdiğini Allah için sevmesi, hidâyete erdikten sonra küfre dönmekten, ateşe düşmek kadar korkması…” buyurmktadır. (Buhari. A. ibni H. Müsned’)

* “Sizden biriniz, beni nefsinden, hanımından çocuğundan ve tüm insanlardan çok sevmedikçe mü’min olmaz.” diye buyurmuştur. (Buhârî, İbni Mâce)

               

PEYGAMBER EFENDİMİZ SAV’DEN DUALAR:

Allah’ım!Yararı olmayan ilimden,(azabından)korkmayan kalpten,kabul olunmayan duadan, doyma bilmeyen nefisten(açgözlülükten),insanı uyutmayan açlıktan,kişiyi obur yapan hıyanetten,tembellikten,cimrilikten,korkaklıktan, ihtiyarlıktan,İhtiyarlayıp elden ayaktan düşmekten ve bunaklıktan, deccalin fitnesinden, kabir azabından, uygunsuz ve meşru olmayan yaşama ve gaflet üzere ölmekten Sana sığınırım. 36.

 

HZ ALİ RA:

Onu apaydın ışıkla, görünüp duran, şüpheleri gideren, delille apaçık yolda, insanları sapıklıktan kurtaran, doğru yola sevk eden kitapla gönderdi. Mensûp olduğu boy, en hayırlı boy; ağacı en hayırlı ağaç, dalları, budakları güzel ve doğru; dileyenler meyvelerinden kolayca yiyebilirler. Doğduğu yer Mekke, göçtüğü yer, tertemiz şehir, Medîne. Anlayışı orada yüceldi; ünü ordan duyuldu.

O’nu, yeter bir delille, şifa veren öğütle, halkı düzene sokacak bir dâvetle gönderdi; bilmeyen ilâhî hükümleri O’nunla belirtti, bildirdi; noksan ve ayıplanacak bid’atları, âdaletleri, onunla söktü, attı; uyulması gereken şeyleri O’nunla tebliğ etti.

İslâm’dan başka bir din arayanın kötülüğü meydandadır; onun kutluluk bağları kopar; baş aşağı düşer gider, uzun bir hüzne daldıktan, çetin bir azâba uğradıktan sonra belki döner gelir.

 

ÜSTAD BEDİ’UZZAMAN HZ:

  21.MEKTUP

Mukaddime

Katiyen bil ki, hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi, iman-ı billâhtır. Ve insaniyetin en âli mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı, iman-ı billâh içindeki marifetullahtır. Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti, o marifetullah içindeki muhabbetullahtır. Ve ruh-u beşer için en hâlis sürur ve kalb-i insan için en sâfi sevinç, o muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir.

Evet, bütün hakikî saadet ve hâlis sürur ve şirin nimet ve sâfi lezzet, elbette marifetullah ve muhabbetullahtadır. Onlar, onsuz olamaz. Cenâb-ı Hakkı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envâra, esrara, ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakikî tanımayan, sevmeyen, nihayetsiz şekavete, âlâma ve evhama mânen ve maddeten müptelâ olur.

Evet, şu perişan dünyada, âvâre nev-i beşer içinde, semeresiz bir hayatta, sahipsiz, hâmisiz bir surette, âciz, miskin bir insan, bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder? İşte bu âvâre nev-i beşer içinde, bu perişan, fâni dünyada, insan sahibini tanımazsa, mâlikini bulmazsa, ne kadar biçare sergerdan olduğunu herkes anlar. Eğer sahibini bulsa, mâlikini tanısa, o vakit rahmetine iltica eder, kudretine istinad eder. O vahşetgâh dünya, bir tenezzühgâha döner ve bir ticaretgâh olur.

                             .

NECİP FAZIL KISAKÜREK:

*Tutuşturanlar lügat kitabını elime

Bilsin, Allah’tan başka bilmiyorum kelime

*Olunmayacak her şeyle olabilecek her şeyin kefalet ve keyfiyeti islamda, Her şey islamda

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER