TÜRKİYE- YUNANİSTAN İLİŞKİLERİ   

Felsefede bir tabir vardır, Allah filan kesi yarattı onu meşgul etmek içinde birde karşıtı yarattı, bu tabir bugünün dünyasında bazı Miletler içinde geçerlidir. Pakistan ve Hindistan bağımsızlıklarını aldıkları 1947 yılından günümüze defalarca savaşmışlar, daha da kötüsü nükleer dahil girdikleri silahlanma yarışı.

Türk ve Yunan ilişkileri de benzer bir durumdadır çok daha derindir. Türk yunan didişmesini anlamak için biraz tarih bilmek lazım, çünkü bu bugünün ürünü değildir. Bilinir Yunanlılar Romalıların varisleridir Romalılar İslam zuhur etmeden tüm Ortadoğu’ya hakimdiler.

Mısır’dan İran sınırına kadar her yerde eserleri, bugünde mevcuttur.

İslam’ın doğuşu Romalılar için Ortadoğu’da sonun başlangıcı oldu. Kısa bir zamanda bugün Arap ve Kürt coğrafyasını tamamen kayıp edip Anadolu’ya çekilmek zorunda kaldılar, artık ezeli düşmanları Farslarla komşu değildiler. Belki de İslam Alemi bilmeden onlara bir iyilik yaptılar.

Türklerin binli yılların başında Ortadoğu’ya yerleşmeleri ve Anadolu’nun içlerine kadar ilerlemeleri Romalıları çok sıkıntıya soktu, nihayet İstanbul’un  fethi ve Bizans İmparatorluğun bitmesi ayrı bir olaydır. Türkler bununla kalmadı Avrupa’nın içlerine kadar ilerlediler. Yunanlılar yüz yıllarca Türk Egemenliğine boyun eğmek zorunda kaldılar.

Bu geçmiş Yunanlıları çok korkutuyor,  açık söylemeseler de Egeyi, Marmara’yı ve İstanbul’u hiç unutmamışlar.

Yunanlılar bazı batılı milliyetçilerin desteği ile bu meseleleri canlı tutmak ister.

Bu şartlarda böyle bir şeyin oluşması mümkün değil, bunu Yunanlılar çok iyi bilir, çünkü bugünlerde yüzüncü yılı dolduran Lozan antlaşmasından sonra apayrı bir durum var, Avrupa Yunana saygı gösterse de, Türkiye coğrafyası ile devleti ile onlara çok lazımdır, artık onlar için Hristiyanlık belirleyici değildir.

Batılıların öncüsü olan İngilizler, Yunanı bir fahri Ata görse de, hep şunu söylerler Türkiye bizim için çok önemlidir, başta İsrail’in güvenliği olmak üzere bir çok nedeni var.

Bundan dolayı İngilizler Türk yunan çekişmesini hep geçiştirir bir yerlerde durdururlar. Fakat Hem Yunan hem Türk siyasetçileri için, iç siyasette bulunmaz bir fırsattır,  bunu her iki ülkenin Siyasetçileri çok iyi kullanırlar.