Sigara ve kullanımı ile ilgili söylemler ve düşüncelerin dile getirilmesinde yapılan en önemli hata “Sigara ölüme neden olduğundan ve insan hayatını birden sonlandırdığından değil; İnsanı süründürdüğünden ve yaşam kalitesini düşürdüğünden dolayı bırakma sonucuna gidilmelidir” tespitinin görülmediği ve bu noktanın atlandığı durumudur.
Yani sigara bir kerede insanı öldürmüyor veya zihinlerde yer edindiği şekliyle ömrü kısaltıp ani sonları doğurmuyor.
Tam tersine ölümü kısaltmak bir yana yaşam fonksiyonlarının yok olması gibi organik ve fiziksel kayıpları doğurarak insanın rahat ve huzurlu hayat sürmesini engelliyor.
Yaşam kalitesinden kast edilen maddi imkânların zenginliği değil, normal şartlarda yaşamını sürdüren insanın sağlıklı olması ile alakalı tüm hayatsal faaliyetlerin sağladığı mutlu yaşam koşullarıdır.
Rahat nefes alabilmek, besinlerin tadına ve lezzetine varmak, sinir sisteminin işleyişini bozmamak, organların işlevselliğini yitirmemesi, kimyasal atıkların vücutta birikmemesi ve bedenin kendi mekanik işleyişini kaybetmemesi gibi sayılacak birçok etken hayatımızın kaliteli yaşanmasında önemli unsurlardır.
Sigara nedeniyle hayatı sona eren insan sayısının yıl bazında yüz bin olduğu tespiti yapılmakta.
Dünya Sağlık Örgütü’ nün araştırma verilerine göre her yıl dört milyon insan sigara kaynaklı nedenlerden dolayı hayata gözlerini kapatmakta.
Hatta trafik kazaları ile hastalık sonucu meydana gelen kayıpların daha az olduğu bir dönemin asıl sağlık sorunun sigara olduğu vurgulanmakta.
İçeriğinde beyin hücrelerini öldüren renksiz, kokusuz maddeleri taşıması, tarih boyunca böcek ilacı olarak kullanılan ve aşırı bağımlılık yaratan zehirli uyarıcıları barındırması, kömürün değişik bileşenlerini barındırması kanser çeşitlerine kapı aralayan etkileri yaratıyor. Kandaki oksijeni yok eden atık ve türevler, toplanan kolesterol sayesinde damar tıkanıklıkları ve kalp krizi riskleri artar. Ayrıca damar tıkanıklıkları iler safhalarda organların kesilmesine yol açabilmekte.
Kansere neden olan etkileriyle, beyin hücrelerinin ölümüne ve hafıza kaybına yol açmasıyla, körlüğe meydan vermesiyle; Yorgunluk, ruhsal gerilim, aşırı stres ve uykusuzluk halleriyle insan doğasının uyumsuzluk yaratan etkenlerinin temelinde sigara yer almakta.
Tütün ürünleri, içerdiği dört binden fazla kimyasal madde ile korkunç bir ölüm etkeni doğurmakta. Göze çarpan madde ise Nikotin’ dir. Nikotin, sebep olduğu bağımlılık sayesinde, yılda dört milyon insanın ölümüne yol açmakta, 15 saniyede bir insanın hayattan kopmasını sağlamakta.
Sigara bağımlılığını “Psikolojik bir hastalık, özenti ve iradeli seçimle yayılan bir virüs” diye tanımlamak doğru bir tespit olacaktır. Aslında sigaranın kullanımı veya terk edilmesinde ana etken beyindir. Psikolojik bağımlılığın temelinde beyin yıkama ve özenti dürtüleri yer alır.
Yani “sigaranın bırakılması mümkün değil” gibi söylemler, aslında bir kaçış ve irade olarak karar verememe halinin bir yansımasıdır.
YORUMLAR