HİDAYET BULMAK (2)

Kötü niyetlerden vaz geçmek, nifak ve aykırılık yaratan eylemlerden kaçınmak ilke edinilmelidir. Kişinin gerçek sorumluluklarını ve var olma nedenini unutmak manası taşıyan “Gaflet”hatasına düşmeden,kişinin gerçek görevlerini unutmaması konusunda sorgulamalar yapmak hidayete giden basamaklardır.

İnsan hidayet bulma konusunda bazı özelliklere sahip olmalıdır. İnsan akıl ve idrak etme (anlama, algılama gücü) yeteneği ile yaşamını sürdürme özelliğine sahiptir. Akıl ve algı gücünü ayakta tutan irade potansiyeli ile edindiği bilgi sayesinde hidayet elde edebilir.

Çünkü hidayete ulaşması noktasında insana yol gösteren olaylar, kişiler, ortamlar ve kaynaklar vardır. Doğru yolda yürümek ve kötülükten zarar görmemek için insan bilgiyle-zekâyla donatılmıştır. Şansını kullanan insan sonuçta başarıya ve doğru yola erme hedefine ulaşır.

Aynı şeyin toplumlar açısından da geçerli olduğunu tespit edebiliyoruz. Çünkü bireysel olarak hidayet bulmakkadar insan toplulukları için de huzur ve selamet elde etme söz konusu olabilmekte. Toplumların ve ülkelerin hidayetinin elde edilen huzur, güvenlik, doğruluk, rahatlık, refah, mutlulukla direkt alakalı olduğu görülebiliyor.

Yalnız insan elinin değdiği sistemlerin ve belli kesimleri veya insanları kapsayan projelerin-uygulamaların çözüm yaratmadığı; Başka kesim-insanları mağdur ettiği de görülüyor. Mesele ayrımcılık, farklılık, etnik ve dini ayrımcılıklar yaratarak insanlar arası uçurumlar doğurmaktan çok herkesi kapsayan sürekli bir hidayet rotası çizmek olmalıdır.

Bireyler gibi toplumlar da kendi irade ve tercihleri doğrultusunda ya dalalet denen doğru yoldan ayıran her türlü sapkın düşünce modeline yönelir ya da hidayet denen doğruluk ve kutsiyet taşıyan bir yaşam modelinin elde edilmesinde eylem planları tasarlar.

İnsan da aynı şekilde yapacağı tercihlerle doğruluk ile aykırılık arasında seçeceği yolda yaşamını şekillendirecektir. Mecburiyetler hayatımızı yönlendirse de akıl ve irademizin kabul edeceği doğruları bulmak zor olmasa gerek!