Ali İhsan Dağlı, gözaltına alınırken ve gözaltındayken tanıklar tarafından görüldü. Hatta gözaltı sürecine ait fotoğrafları gazetelerde yayımlandı. Buna rağmen, İnsan Hakları Derneği ve ailesinin yoğun çabalarına rağmen, yetkililerden “Biz almadık, bizde yok” yanıtı dışında bir açıklama gelmedi. İç hukuk yolları sonuçsuz kalınca dosya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı.

AİHM, Mayıs 2007’de Türkiye’yi oybirliğiyle mahkum ettiği kararında; yaralı halde yakalanan Dağlı’nın askeri araca bindirildiğini, gözlerinin bağlandığını ve askeri doktor müdahalesi sonrası İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürüldüğünü belirtti. Ayrıca, operasyonda görev yapan bir askerin gizlice çektiği fotoğrafların İnsan Hakları İzleme Merkezi’ne gönderildiği, operasyonun ise dönemin Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı tarafından yönetildiği vurgulandı.

Aradan geçen 29 yıla rağmen, Dağlı'nın kaybından sorumlu olanlar hakkında hiçbir adli işlem başlatılmadı, failler korunmaya devam edildi.

Basın açıklamasında Rezan Baytar, “Bizler her hafta alanlardan yetkililere sesleniyoruz. Kayıplarımızın akıbeti bulunmadan, hakikatler ortaya çıkarılmadan ve adalet sağlanmadan bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz,” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Aytekin Dal